Alan ihlâli yapmayalım

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 25 2022
Lâtif Nükteler kitapçığında Üstad Bediüzzaman Hazretleri Ehl-i Beyt ile ilgili olarak diyor ki: “Hem katiyen bil ki; Resul-i Ekrem Aleyhisselatü vesselâmın iki âlî var: Biri, nesebi âldir (ehl-i beyttir). Biri de Efendimizin (S.A.S.) şahs-ı mânevîsinin ve nurânîsinin peygamberlik noktasında âli var.”
Alan ihlâli yapmayalım

ABDULLAH AYMAZ 


Lâtif Nükteler kitapçığında Üstad Bediüzzaman Hazretleri Ehl-i Beyt ile ilgili olarak diyor ki: “Hem katiyen bil ki; Resul-i Ekrem Aleyhisselatü vesselâmın iki âlî var: Biri, nesebi âldir (ehl-i beyttir). Biri de Efendimizin (S.A.S.) şahs-ı mânevîsinin ve nurânîsinin peygamberlik noktasında âli var.”

Risale-i Nur talebeleri, Efendimizin davasının takipçileri olarak bu çeşit ehl-i beyte dahildir… Üstad Hazretleri, Ehl-i Beytin ana davasının hizmet-i imaniye ve Kur’aniye olduğunu söylüyor. “O mübarek zât (Hz. Ali) siyaset ve saltanattan ziyade, daha çok, mühim başka vazifelere lâyık idi. Eğer tam siyasî muvaffakıyet ve tamam saltanat olsaydı, Şâh-ı Velâyet (Velilerin Şahı) mânidar ünvanını hakkıyla kazanamayacaktı. Halbuki zâhirî ve siyasî hilâfetin pek çok üstünde mânevî bir saltanat kazandı ve üstad-ı küll hükmüne geçti; hatta kıyamete kadar mânevî saltanatı bâkî kaldı(…)  Onların (Ehl-i Beytin) elleri, muvakkat ve görünüşte olan bir saltanattan çekildi… Fakat parlak ve dâimî, mânevî bir saltanata tayin edildiler, âdî (sıradan) valiler yerine, evliya aktablarına merci oldular.”  (On Beşinci Mektup, İkinci Suâl)

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “Neden İslâmî Hilâfet, Âl-i Beyti Nebevî’de yerleşip kalmadı? Halbuki en ziyade lâyık ve müstahak onlardı.”

“Elcevap: Dünya saltanatı aldatıcıdır. Âl-i Beyt ise İslâmî Hakikatleri ve Kur’ani hükümleri muhafazaya memur idiler. Halifeliğe ve saltanata geçen ya peygamber gibi mâsum olmalı veyahut Hülafa-i Râşid’in (Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali gibi dört büyük halife) ve Emevî halifelerinden Ömer İbn-i Abdilaziz ve Abbasî halifelerinden Mehdi-yi Abbasî gibi harikulâde bir kalbî zühdü olmalı ki, aldanmasın. Halbuki, Mısır’da Âl-i Beyt nâmına teşekkül  eden Fâtımîye Devleti Halifeliği ve Afrika’da Muvahhidî Hükümeti ve İran’da Safevîler Devleti gösteriyor ki, dünya saltanatı Âl-i Beyte yarama

Bu haberler de ilginizi çekebilir