[Analiz] Ahtapottan ne öğrendik?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Kasım 10 2020
Ahtapotun hikayesine de bu nazarla bakarsak günümüz şartlarına uyarlanabilecek birtakım dersler olacaktır.

Ahtapottan ne öğrendik?
Kâmil Ergin | Sao Paulo

Belgesel izleyicileri, doğadaki ekosistemin nasıl mükemmel bir şekilde işlediğine aşinadır. Tabiattaki canlıların hayatta kalma iç güdüsüyle insanı hayrete düşüren avlanma ve kaçış stratejileri geliştirdiklerini biliyoruz. Bu mücadelede zayıf olanlar yenik düşüyor ve doğa kanunları, türleri bir şekilde dengede tutuyor.

Geçtiğimiz günlerde Netflix'te 'Ahtapottan ne öğrendim' adında bir belgesel yayınlandı. Belgeselde, bir ahtapotun türlü yırtıcıya ev sahipliği yapan okyanusta hayatta kalmak için nasıl mücadele ettiği çarpıcı bir şekilde hikâye ediliyor. Örneğin, kendisi yumuşakçalar sınıfına mensup bir hayvan olmasına rağmen vantuzlarını kullanarak deniz kabuklarından aşılmaz bir zırh yapabiliyor. Deniz dışında yaşama şansı olmamasına rağmen, saldırıya maruz kaldığı anda gerekirse karaya çıkıp tehlike geçene kadar nefesini tutabiliyor. Aç bir köpekbalığı ile karşı karşıya kaldığında -eğer kaçma şansı yok ise- köpek balığının sırtına tutunarak onun keskin dişlerinden kurtulabileceğini hesap ediyor. Talihsiz bir günde girdiği savaşta kolunu kaybettiyse bir taşın altında inleyip hal diliyle dua ediyor ve Allah ona yeni bir kol lütfediyor. 

15 yıla yakındır yurtdışında yaşayan birisi olarak, bu dönemde zorunlu saiklerle ülkesini terk etmiş ve farklı ülkelerde yeniden hayata tutunmaya çalışan insanların mücadelesine şahit oluyorum. Düzeni bozulmuş, toplum tarafından dışlanmış, en yakınları tarafından linçe maruz kalmış, hapis yatmış, işkence görmüş, mesleği-malı-mülkü-pasaportu elinden alınmış, vatansız-kimliksiz kalmış ve yaşadığı travmanın etkisiyle ruh sağlığı bozulmuş on binlerce insan. 

Travma etkisinin azaldığı ve durumu kabullenme ile kişilerin gerçeklik zeminine ayak bastığı şu günlerde mücadele ruhu daha da önem kazanıyor. Hapi

Bu haberler de ilginizi çekebilir