[ Faruk Mercan ] Gecikmiş bir ziyaret yazısı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ekim 5 2021
Gecikmiş bir ziyaret yazısı: Çok imanlı insanlar gördük, önümüzde koskocaman bir gelecek var

Faruk MERCAN - Samanyoluhaber.com 

Bu yazıda, Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yaptığım son ziyaretlerin notlarını paylaşacağım. 
Ama önce, geçmişte Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış iki ilahiyat profesörünün hayatlarından birer anekdot aktarayım.
Profesör Said Yazıcıoğlu, 1987’de Turgut Özal tarafından Diyanet İşleri Başkanı yapıldı. Yazıcıoğlu; “Ne Yan Yana, Ne Karşı Karşıya” ismini taşıyan hatıralarında şöyle diyor: 
“Göreve atandığımda, Vali olan ağabeyim Recep Yazıcıoğlu’nun ticaretle uğraşan bir sınıf arkadaşından borç para alıp kendime bir takım elbise aldım.”
Benzer bir hikaye, 1978-86 arasında Diyanet İşleri Başkanlığı yapan Profesör Tayyar Altıkulaç’ın “Zorlukları Aşarken” ismini taşıyan ve üç ciltten oluşan hatıralarında var. Tayyar Altıkulaç, 1971’de Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olarak atandığında, bir bakanla görüşmeye giderken giyecek bir takım elbisesi olmadığını ifade ediyor ve kendisinden önceki Diyanet İşleri Başkanı’nın Mamak’ta bir gecekonduda oturduğunu yazıyor.
Prof. Said Yazıcıoğlu, hatıralarında çok çarpıcı bir hadiseyi anlatıyor. Bir gün Başbakanlık’tan bir heyet kendisinden randevu alıyor. Gelenler kendilerini Milli İstihbarat Teşkilatı’nın üst düzey çalışanları olarak tanıtıyorlar. Heyet adına konuşan kişi, Yazıcıoğlu’na şöyle diyor: 
“MİT ile Diyanet Teşkilatı, zaman zaman sıkı bir işbirliği içinde çalışır. Aynı işbirliğinin devam edeceğini ümit ediyoruz.” 
Yazıcıoğlu, MİT heyetine şu cevabı veriyor: 
“Görev alanlarımız ve yaptığımız işler tamamen farklı. Dolayısıyla nasıl bir çalışma içinde olacağımızı anlayamadım.”
Böylece görüşme orada noktalanıyor. Prof. Yazıcıoğlu, Diyanet’in kurulma amacını şöyle anlatıyor: 
“Devletin dini kontrol altında tutması...”
Ne var ki mesele bug

Bu haberler de ilginizi çekebilir