[ Prof. Dr. Şerif Tekalan] Amca Bey...

Biraz sonra Amca Bey gelir. “Ben kafamdaki bütün sorularıma cevap buldum. Eve boy abdesti almaya gittim. Sizin huzurunuzda yeniden Müslüman olmak istiyorum’’ der,

SHABER3.COM

PROF. DR. ŞERİF ALİ TEKALAN

“Arkadaşlar, sizler daha gençsiniz, inşallah günahlara da fazla bulaşmamışsınızdır, Allah kaza bela vermezse, önünüzde sevap kazanmak için çok zamanınız var. Ama ben, yıllardır sigara içtiğim için KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) hastasıyım. Yaşım da epey ilerledi. Başka rahatsızlıklarım da var. Dinimi yeni öğreniyorum. İbadetlerime yeni başladım. Dünya kadar ibadet borcum var. Kırmızı kart bana her an gösterilebilir. Bundan dolayı ne olur, benim bilmediğim, ama bana lazım olacak şeyleri konuşun. Şu zamanımız bile boşa geçmesin.”

Bu sözleri, Bornova’da 1977 yılında bir bayram sabahı, rahmetli Mehmet Özyurt hocanın evine bayram kahvaltısı için gittiğimizde oradaki Amca Beyden duymuştum. 

Mehmet Özyurt hoca, Bornova Merkez Camii’nin imamı idi. Herkesin sevdiği saydığı, mükemmel bir insandı. Arapçası ana dili gibiydi. Çocukluğundan itibaren çok değerli hocalardan dersler almıştı. İzmir’e gelince Hocaefendi ile tanışmış, bu arada Yüksek İslam Enstitüsünü de bitirmişti. Hocaefendi bir seferinde bir vesileyle, kendisini çok iyi yetiştirdiğinden dolayı, onun için “kendi kendisine yeten bir insandı’’ demişti.

Tıp fakültesi de Bornova’da olduğu için, öğrencilik ve asistanlık yıllarımızda rahmetli ile hep beraber olduk. Fırsat buldukça camisinde namaz kılmak için giderdim. Alçakgönüllü, kendinden emin, herkese karşı hoşgörülü, yardımsever, düşünce ufku geniş bir insandı. 

O yıllarda görevli olarak 3-4 aylığına Almanya’ya din görevlisi olarak gitmişti. Orada vaazlar vermiş, sohbetler yapmış ve insanlarla tanışmıştı. Bir sohbetin sonunda, birisi “hocam, bizim bir arkadaşımız var, adı “Amca Beydir. İbadetlerini yapmaz, çok soru sorar, farklı bir insan’’  diye söylerler. Mehmet Hoca da “ya çağırın gelsin, ya da biz onu ziyarete gidelim’’ der. Oradaki insanlar, ‘’değmez hocam, senin de moralini bozar’’ derler.

Mehmet Hoca ısrar edince, Amca Beyi çağırırlar ve bir kahvehanede otururlar. Mehmet Hoca, Amca Bey’in uç sayılabilecek bütün sorularını sükunetle ve sabırla, usanmadan cevaplandırır. Bir iki saat sonra Amca Bey, müsaade ister ve “hemen geleceğim, beni bekleyebilir misiniz?’’ der. Onlar da tabii ki derler. 

Biraz sonra Amca Bey gelir. “Ben kafamdaki bütün sorularıma cevap buldum. Eve boy abdesti almaya gittim. Sizin huzurunuzda yeniden Müslüman olmak istiyorum’’ der, duygulanır ve ağlar. Onlar da “sen zaten Müslümansın, üzülme’’ deseler de o, “ben kendimi biliyorum’’ der. Mehmet Hoca Almanya’dan ayrılıncaya kadar Amca Beyle hep beraber olurlar.

İşte bu Amca Beyle tanışmam, o bayram sabahı Mehmet abimizin evinde oldu. Bayram vesilesiyle özel olarak Bornova’ya eşiyle birlikte Mehmet Hocalara ziyaret için gelmişlerdi. 4-5 gün onlarda kaldılar. Nefes almasında da biraz zorluk çekiyordu. 

Yukardaki hikâyeyi de o bayram sabahı, Amca Bey’in yanında, rahmetli Mehmet Özyurt abi anlatmıştı. Biz de çok duygulanmıştık. Kendi aramızda farklı bazı konuları konuşurken Amca Bey, araya girip yazının başında anlatılan, kendi kısa serencamesini ve ricasını söylemişti. Birkaç sene sonra da vefat ettiğini duydum, Allah rahmet eylesin. 

Bu yaşanmış örnek, bize çok ciddi mesuliyetlerimiz olduğunu tekrar hatırlatıyor. Duyguları, düşünceleri, soyları, sopları ne olursa olsun, herkesle diyalog kurabilmek ve sonra da bu diyalogları devam ettirmenin önemini gösteriyor. 

Bugün, insani ilişkiler anlamına gelen diyalogda, birleşik kaplar usulü karşılıklı alışverişler olur. Bizim alacağımız şeyler yanında, paylaşacağımız durumlar da vardır.  Gelişen ve gelişmeye devam eden, ulaşım ve iletişim araçlarıyla büyük bir köy haline gelen küreselleşen dünyada yaşadığımız için, değişik vesilelerle çok farklı din, dil, ırk, renk ve milliyetteki insanlarla tanışıyoruz.

Her yerde her zaman amca beyler vardır, bundan sonra da olacaktır. Bu amca beylerle tanışıp, bilinen ve yaşanmaya çalışılan güzellikleri paylaşmanın yolu da işte bu diyalogdan geçiyor. 

Neticede, çoğaltılan yollar içinde, hem amca beylerle tanışıp paylaşma, hem de hayatımızın farklı safhalarında biz bunları biliriz demeden, Amca Bey gibi başkalarını dinleme, onlardan istifade etme de yine kendi çıkarımızadır. Amca beyleri bulmaya ve amca beylerden olmaya devam.

<< Önceki Haber [ Prof. Dr. Şerif Tekalan] Amca Bey... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER