[Safvet Senih yazdı] Mağrur ve inatçılar

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mart 5 2020
Kur’an dışı bir terbiye ile yetişmiş insan, mağrur ve inatçıdır. ‘İzzet-i nefsim, onurum, gururum’ der ve bu uğurda nice hakkı ve nice değeri tereddüt etmeden ayağının altına alır. Halbuki insan ‘İnat hissi’ hakta sebat ve inandığı davadan dönmemek için verilmiştir.

[Safvet Senih yazdı] Mağrur ve inatçılar
SAFVET SENİH | Samanyoluhaber

Kur’an dışı bir terbiye ile yetişmiş insan, mağrur ve inatçıdır. ‘İzzet-i nefsim, onurum, gururum’ der ve bu uğurda nice hakkı ve nice değeri tereddüt etmeden ayağının altına alır. Halbuki insan ‘İnat hissi’  hakta sebat ve inandığı davadan dönmemek için verilmiştir.

M. Fethullah Gülen Hocaefendinin ifadeleriyle meseleyi ele alacak olursak: 
Evet her türlü mal, mansıp, câh ve her türlü nimetten mahrum edilseniz dahi bildiğiniz ve inandığınız davadan dönmemek için Allah, inat duygusuna esas teşkil eden bir hisle sizi güçlendirmiştir. Ne var ki, siz, sû-i istimal ederek bu hissi, yanlış hususlarda hem de ısrarla kullanırsanız, yararlı olan o duygu, zararlı bir hale ınkılab eder. Böyle bir ahlak içinde devam etmek ise –Allah (c.c.) muhafaza buyursun – bir sukût (düşüş) başlangıcıdır. Neticede böyle bir huy insanı firavunluğa sürükler. Öyle ki, artık bu ahlakta olan bir insan, karşısında hakkı görse bile kabul etmez ve en küçük bir menfaat karşısında iki büklüm olmaktan da geri kalmaz…

Onun için imanî meselelerin münakaşa tarzında ele alınması uygun görülmemiştir. Çünkü münazara ve münakaşada nefisler işe müdahale  eder. artık hakkı bulma, hakikatta buluşma yerine nefis müdafaaları ve inatlaşma devreye girer.

Geçmişte de günümüzde de durum aynıdır ve değişmemiştir. Evet Kur’an dışı, Kitabullah dışı terbiyenin ruhlarda  hâsıl ettiği  şey, dün ne ise, bu gün de odur. ‘Biz aydınlar…’  diye söze başlayan, herkese tepeden bakan, kendi gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımayan günümüzde de bir sürü FİRAVUN olabilir. Bazı şartlar ve hususi durumlar istisna edilecek olursa, karakter bakımından bunlarla eskilerin bir birinden farkı yoktur.

Kur’an dışı terbiyede sadece karnın doyurulması, nefsin hevesâtının (kötü arzular

Bu haberler de ilginizi çekebilir