12 yıl ceza alan Yargıtay üyesi: Kürsüde olsaydım belki de zulmeden olacaktım

12 yıl hapis cezasına çarptırılan Yargıtay Üyesi Ali Alçık, kendisini sevenlere yönelik Kırıkkale Keskin T Tipi cezaevinden bir mektup kaleme aldı.

SHABER3.COM

Hücrede tutulan Yargıtay Üyesi Ali Alçık'ın Kırıkkale Keskin T Tipi cezaevinden gönderdiği mektup MedyaBold.com'da yayınlandı 


2013 yılı Aralık ayından beri Yargıtay üyesi olan Ali Alçık, 15 Temmuz’dan sonra meslekten ihraç edildi ve tutuklandı. Yargıtay’da görülen davasında 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı, ceza yarı oranda artırılarak 12 yıla çıkartıldı. Heyet, takdir indirimine de gitmedi.
 
Kırıkkale Keskin T Tipi Cezaevi’nde hücrede tutulan Ali Alçık’ın önemli sağlık problemleri bulunuyor. Birkaç defa atak geçirmesi, hücresinde baygın bulunması gibi durumlara rağmen tek başına tutulmaya ve tutukluluğunun devamına karar verildi. Alçık, aldığı ceza sonrası üzülen sevdiklerine yönelik bir mektup kaleme aldı.

ALİ ALÇIK’IN MEKTUBUNUN TAM METNİ
Mektubun tam metni şöyle:

Sevgili ailem;
Kıymetli akrabalarım;
Can dostlarım;

Aldığım cezadan dolayı hepinizin üzüldüğünü biliyorum. Selam gönderen, teselli eden, dua eden, üzülen bütün herkese çok çok teşekkür ediyorum.


 
İnsan madem yaratılmış, madem bu dünyaya gönderilmiş ve madem imtihanlarla kömür ve elmas ruhlular ayrılmak istenmiş o zaman bu tür sıkıntıların olması tabiidir. Herkesin başına gelebilir. Ben bugün sanık olmasam belki de kürsüde olsaydım yine ayrı bir imtihanda olacaktım. Mağdur rolünde olmasaydım zulmeden rolünde olacaktım büyük bir ihtimalle. Allah’a binlerce kez şükrolsun ki “mazlum” rolünde olmayı takdir etmiş.

Bu tür imtihanlar gösteriyor ki asıl büyük dava var insanın başında. O dava da ebedi bir mutluğu kazanma davasıdır. Bu davalar, yargılamalar asıl davanın yanında bir hiçtir. Lafını bile etmeye değmez.


İnsan asıl davayı kaybettikten sonra buradaki üç günlük dünya davalarını kazansa ne olur ki? Neyi kazanmış olur ki? Ebedi bir mutluluğu kaybettikten sonra üç günlük mutluluğun ne faydası olur insana?


 
Onun için bu yargılamalara bakıp üzülmemeliyiz boş yere. Burada çekilen sıkıntılar ve musibetler öbür alemdeki büyük davanın cevap şıklarıdır. Önemli olan buradaki cevap şıklarını doğru cevaplayabilmek, doğru tepkiyi verebilmektir. Doğru cevap şükretmek ve sabretmektir.

Sevdiklerim, bütün bunlar geçicidir. O’nun takdiri ve rızası ile olmaktadır. O halde O’ndan gelene hoşgeldin sefa geldin diyelim hep beraber.

Dua ve selametle kalın. Duanıza muhtaç Ali Alçık



HÜCRESİNİ ÇİZMİŞTİ

Ali Alçık, tek başına kaldığı hücresini başka bir mektubunda çizmişti. Tek kişilik hücrelere masa verilmediği için, yemeklerini yatağının üzerinde yemek zorunda kalan Alçık’ın odasını tarif ettiği çizim


<< Önceki Haber 12 yıl ceza alan Yargıtay üyesi: Kürsüde olsaydım... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER