15 Temmuz'un en karanlık bölümlerinden biri

Kontrol kulesinde darbeci olduğu söylenen komutanlar vardır ama hava trafik memuru Enver Yavuz ve yaklaşma kontrol memuru Özer Özerman Erdoğan'ın uçağının havaalanına inmesini başarmıştır.

SHABER3.COM

 AHMET NESİN - ARTIGERÇEK.COM


15 Temmuz 2016 darbe girişimine karşı yapılan darbeyle ilgili yeni yeni bilgiler hiç bitmiyor. En önemli bilgiler yada açıklamalar bile 2 yıl sonra yapılmaya başlandı. Öyle bir zaman gelecek ki, darbeyi ve karşı darbeyi planlayanlar açıklama yapmaya başlayacak ama iş işten geçmiş olacak, çünkü boşu boşuna hapsedilenler, yurt dışına gidenler, işkence görenler, ölen ve öldürenler, hiçbiri için zaman geri işlemeyecek.

 

15 Temmuz gecesi en önemli yerlerden birisi Atatürk Havalimanı ve uçuş kulesi. Buraya Atatürk Havalimanı denmesinin nedeni de darbe. Kenan Evren 12 Eylül darbesinde Kemalist olduğunu kanıtlamak için Yeşilköy Havalimanı'nı Atatürk Havalimanı yapmış ve çok Kemalist olduğuna karar verilip hâlâ düzeltilemeyen faşist anayasasına halkımız % 92 oy vermişti. Benim gibi alışamayanlar hâlâ konuşmalarımızda Yeşilköy Havalimanı deriz.

 

Atatürk Havalimanı'nın önemi Recep Tamam Erdoğan'dan kaynaklanıyor. Ne yani, benden dolayı mı kaynaklanacaktı, elbette Erdoğan'dan dolayı kaynaklanacaktı. Çünkü havada F 16 ve KC-135'lerin uçtuğu bir ortamda Recep Tamam Erdoğan o havaalanına bir kahraman gibi inmiştir. Bence bu cesaretinden dolayı bundan sonra kendisine Kahraman Recep Şanlı Tayyip Erdoğan denmelidir. Neden böyle diyorum, Erdoğan buraya inerken o dönemin 1. Ordu komutanı Ümit Dündar'la iletişime geçmemiştir. Buradaki çelişki anlatılır gibi değil, çünkü o gece genel kurmay başkanı Hulusi Akar darbe girişimcileri tarafından ama kelepçelenmeyerek gözaltına alındığında Ümit Dündar geçici genel kurmay başkanı olmuştur. Ama Erdoğan havaalanına iniş yapana kadar ne Hulusi Akar'la ne de Ümit Dündar'la iletişime geçmemiştir. Bu bir güvensizliğin ve doğal korkunun sonucudur. Hulusi Akar cumhurbaşkanı ve başbakana haber vermez, Erdoğan da darbeyi kimin yaptığını bilmezden gelerek onları aramaz. Ne ilginçtir ki, güvenmediği Hulusi Akar genel kurmay başkanlığına devam etmiş, 2016 yılında, yani hemen darbeden sonra genel kurmay 2. başkanı olmuş ve geçtiğimiz günlerde Hulusi Akar'ın Milli Savunma bakanı olmasıyla Kara Kuvvetleri komutanı olmuştur.

 

Gelelim darbe anında Atatürk Havalanı kulesinde yaşananlara. Kontrol kulesi darbe girişimcileri tarafından işgal altındadır, kulede darbeci olduğu söylenen komutanlar vardır ama hava trafik memuru Enver Yavuz ve yaklaşma kontrol memuru Özer Özerman Erdoğan'ın uçağının havaalanına inmesini başarmıştır.

 

Özerman o geceyi anlatırken "Uçak Çanakkale Biga civarında havada beklerken, o sırada ATA uçağıyla görüşüyordum ve askerler de buradaydı. Frekansların dinlenme ihtimaline karşı açık vermemeye çalıştım. Ben de sözlerimi ona göre seçmeye çalıştım. Başka bir uçak olduğunu düşünerek konuşmalarımı sürdürdüm" diyor.

 

Ben başarı diye buna derim işte, cesaret, hatta cesaret ne kelime, cesaret ötesi bişey, insanlar köprüde kesilirken, bombalanarak yada kurşunlanarak öldürülürken ve hatta meclis bombalanırken, yetmedi saray bahçesine bile bomba atılırken ve kulede 1 albay, 1 binbaşı, 1 astsubay, 1 uzman çavuş ve 3 asker (Alayı darbeci) varken açık vermemeye çalışarak uçağı indirmek ve bu yaşananları 2 yıl sonra detaylı bir şekilde anlatmak gerçekten cesaret ötesi bişey olmalı ama ben henüz o sözcüğü bulamadım.

 

Özerman konuşmasınıa "O akşam nöbete geldik. Her şey normal bir şekilde gidiyordu. Bize askeri darbe girişimi olabileceğine yönelik haberler geliyordu. Daha sonra Atatürk Havalimanı girişinde tankların olduğunu söylediler. Bu noktadan sonra tedirgin bir şekilde ama hava trafik emniyetini de aksatmayacak bir şekilde işimize devam ettik. Bir şekilde koordinasyon kurarak durumu kontrol altına almaya çalıştık. Daha sonra Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi'nden telefon geldi ben de o sırada orada olduğumdan telefonu açtım ve bana Cumhurbaşkanımızın uçağının Atatürk Havalimanı'na ineceğini söylediler. O sırada biz radar ekranında tanımsız askeri uçaklar görüyorduk. Bütün bu durumu detaylı bir şekilde Cumhurbaşkanımızın pilotuna ilettim. Kendisi yine de Atatürk Havalimanı'na yaklaşıp inmek istediğini söyledi. O sırada ben konuştuğum için duruma ben devam ettim ve ilgili yönlendirmeleri yaparak radar teması olan ATA uçağının Atatürk Havalimanı'na gelişini bir şekilde sağladık. Bu sırada havadaki askeri uçakların var olması ekstra tedirgin ediyordu. Ama çok şükür kazasız belasız uçağın inişini gerçekleştirdik" diye devam ediyor. 

Bu şu anlama geliyor, havada tanımsız askeri uçaklar var ve bu uçaklar darbecilerin kullandıkları uçaklar, yani Erdoğan'ı yok etmeye göre planlanmış uçaklar. Yok etmeden kastım sadece öldürme olarak algılanmamalı, havaalanında da tanklar ve askerler var, gözaltı ve tutuklama olmalı en azından.

Özerman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın kaptan pilotuyla telsiz görüşmesi yaptığını söylüyor ve "İstanbul yaklaşma olarak Sayın Cumhurbaşkanımız'ı taşıyan TC-ATA uçağının pilotu ilk bilgileri benden aldı. Atatürk Havalimanı'nın inişe müsait olup olmadığını sordu. Genel olarak hava sahasındaki durumu da öğrenmek istedi. Ben kendisine kuleden de aldığımız bilgiler doğrultusunda bilgilendirmeleri yaptım. Apronda sivil insanların olduğunu, kulede halen askerin ve polisin olduğunu, durumun karışık olduğunu ancak inişinde herhangi bir sorun olmayacağını, pistin inişe müsait olduğunu belirttim. Kendisi de bu doğrultuda inmeye devam edeceğini söyledi" diyor.

Evet, durum vahim ama Erdoğan'ın içinde bulunduğu uçak inmiş. Açıklamalarına göre 1. Ordu komutanı Ümit Dündar her şeye hakim ama cumhurbaşkanı Erdoğan ile sabah 06.30'a kadar görüşmüyor.

Açık olan bişey var ki her şey karmakarışık, o yüzden bu yazı bitmeyecek ve sonraki yazımda yada yazılarda devam edeceğim. Bu yazının sonunda 2 fotoğraf var, bu fotoğraflarda, daha doğrusu çizelgelerde Özerman'ın tanımsız dediği askeri uçakların uçuş çizelgeleri var. Sonraki yazımda bu uçakların tanımsız olup olamayacağını teknik bir dilde anlatmaya çalışacağım ve Enver Yavuz'un açıklamalarına yer vereceğim. Benim esas merak ettiğim başka ülkelerin uçaklarının olup olmadığı ve Kahraman Recep Şanlı Tayyip Erdoğan'ın bu uçaklardan haberinin olup olmadığı.


<< Önceki Haber 15 Temmuz'un en karanlık bölümlerinden biri Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER