3. Hava limanındaki kredi batığı Katar'daki 'gizemli parayla' bakın nasıl kapatılacak?

Ahvalnews'in haberine göre dev kredi batığı olan 3. havalimanının borçlarını ödeyebilmek için yeniden yapılandırma talep edildi. Ancak yurt dışından alınacak sendikasyon kredisi miktarı o kadar büyük ve Katar bağlantılı aracı kurum o kadar küçük ki akıllara ''birilerinin 'yurtdışında tutulan paraları' kredi adı altında Türkiye'ye getirilip de mi borç kapatılacak?'' sorusu geliyor.

SHABER3.COM

Can Teoman / ahvalnews.com
Üçüncü havalimanı Katarlılara mı satılıyor, yoksa ortaklar kendi parasını mı getiriyor?

Yaklaşık 1.5 ay önce bu köşede İstanbul 3. Havalimanı’nında yeni bir krizin yaklaşmakta olduğunu yazdık. Yapımından, hizmet kalitesine kadar pek çok konuda tartışmaya sahne olan havalimanın inşası için bankalardan alınan Türkiye’nin tek kalemdeki en büyük finansman kredisinin ödemelerinde sorun olduğuna değindik.

Havalimanı’nın yapımı için 2015’te çoğu kamu bankalarından, ilk dört yılı anapara ödemesiz 4.5 milyar Euro kredi alan Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon ortaklığının ilk taksit ödemesinin Ekim ayında dolacağını, buna karşın ödeme yapacak kaynağın bulunamadığına değindik.

Nitekim Ekim ayı sona erer ermez krediyi çeken konsorsiyumun taksit ödemesini yapamadığı anlaşıldı. Ortaklar geçen yıl da alınan 1 milyar Euroluk ek kredinin ödemelerini de düşünmüş olacak ki, daha önce alınan kredinin yapılandırılması için 5 milyar dolarlık bir yeniden yapılandırma anlaşması talep etti.

Diğer taraftan son durumu itibarıyla Türkiye tarihinin en büyük mali felaketlerinden biri olduğu anlaşılan 3. Havalimanı kredisiyle ilgili peşi sıra gelen haberler bize işin arkasından daha ilginç gelişmeler çıkabileceğini de gösteriyor.

Kredinin yeniden yapılandırılması için bir süreç başlatıldığının duyulmasından sonra 3. Havalimanı’nın ortakları tarafından kurulan işletici Kuruluş IGA’ dan bir açıklama yapıldı. IGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu ‘Yeniden yapılandırma her finansman projesinde tercih edilen bir modeldir. Uluslararası bankalardan sendikasyon alıp faiz yükünü düşüreceğiz’ dedi.

Samsunlu’nun açıklamasında yeniden finansman için alınacak dış kredi için Dome Grup’un yetkilendirildiği belirtildi.

Açıklamaların ardından daha önceki haberimizde bize ‘Vade doldu ama şirketin ödeme kabiliyeti yok’ diyerek krizin sinyalini veren bankacıyı arayarak yeni gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduk.

‘Kredi taksidinin ödenememesi bir sürpriz değil. Ancak yeniden yapılandırmayla ilgili açıklama sürpriz. Açıklamalar ve özellikle yapılandırma ve yeniden finansman için seçilen aracı banka bize bunun kapalı devre bir iş olacağını gösteriyor’ cevabını aldık.

Daha açması için ısrar ettiğimiz bankacıyla diyaloğumuz şu şekilde gelişti:

-Ne demek kapalı devre iş?

-‘5 milyar Euroluk kredi için daha önce adını sanını duymadığımız bir aracı banka seçilmiş. Yabancı yatırımcılardan sendikasyon kredisi alınacağı ve üstelik bunun mevcut koşullardan daha ucuz olacağı belirtiliyor. Sendikasyon kredisi çok sayıda yatırımcının ortaklığıyla yapılan bir kredi anlaşmasıdır. Yani alacağınız kredi tek bir yatırımcıdan ya da bir bankadan değil bir grup finansörden olur. Herkes bir parça borç verir. Bunun için aracı olarak seçilen bankanın tüm dünya çapında geniş bir müşteri kitlesi ve bağlantıları olmalı ki yeterince istediğiniz borcu bulabilesiniz’

-Yani Dome Group bu büyüklükteki bir krediyi yapılandırmak amacıyla alınacak kredi için yanlış seçim mi?

-‘Anlatmak istediğim şu: 5 milyar Euro, bugüne kadar hiçbir Türk şirketi tarafından tek kalemde ya da toplamda alınabilmiş bir dış kredi değil. Üstelik burada uzun vadeli bir krediyi konuşuyoruz. Hatta bırakın bir özel sektör şirketlerini Hazine’nin bile tek seferde 5 milyar Euroluk borçlanması yok. 2.5 milyar bile yok. Siz bu kadar iddialı bir kredi için dış piyasaya çıktığınızda muhakkak ki tüm dünyada tanınmış, güçlü kaynakları ve bağlantıları olan bir aracıyla çalışırsınız. Bu bankalar da bellidir. Hazine bile tüm dış borçlanmasını JP Morgan, Citi ve HSBC gibi küresel erişimi yüksek olan bankaların aracılığıyla yapıyor.’

-Yani bu kredi işi olmaz mı diyorsunuz?

‘Bunu söylemiyorum. Söylemek istediğim eğer olacaksa da çok özel bir yatırım olur. Az sayıda borç verenin girdiği bir borçlanma olur. Bir krediden çok havalimanının tapusunun teminatta olduğu gizli bir ortaklık olur.’

Bankacının işaret ettiği Dome Group 2017 yılında Londra’da kurulan ilk Türk yatırım bankası olarak açıldı. 300 milyon Euro gibi benzerlerine göre düşük bir sermayeyle hayata geçen bankanın ana ortaklarından ikisi Türk. Bunlar son dönemde bankalara olan borçları nedeniyle büyük bir küçülmeye giden Ferit Şahenk’in patronu olduğu Doğuş Grubu ve Finansbank’ı sattıktan sonra Fiba Bank’la daha küçük ölçekli finans işleri yapan Fiba. Bu grup işadamı Hüsnü Özyeğin’e ait.

Açılışı dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in katıldığı gösterişli bir törenle yapılan bankanın bir de yabancı ortağı var.

Üstelik bu yabancı oldukça ilginç bir isim. Mübarek döneminde yedi yıl Mısır Ticaret Bakanı olarak görev yapan ardından Mürsi’nin iktidara gelmesiyle kamu fonlarını dolandırdığı iddiasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Rachid Mouhammed Rachid. Rachid Dome Grup’un yönetiminde aktif olarak görev yapıyor.

Mouhammed Rachid 2011 yılında içinde bulunduğu yönetimin devrilip yargılanmaya başlanmasının üzerinden Mısır’dan kaçarak Katar’a yerleşti.

Dome Grup’un açılışına katılan Hürriyet’in eski Yayın Yönetmeni Gazeteci Vahap Munyar köşesinde Rachid’i aynı zamanda Katar Devlet Fonu’nun en üst düzey yöneticilerinden biri olarak tanıtmış. Ancak Rachid’in Katar devletiyle şu anki ilişkileri hakkında resmi bir açıklama bir bilgi yok.

Rachid, Mürsi’nin, Sisi tarafından devrilmesinin ardından mevcut yönetimle anlaşma yaparak 2017 yılında Mısır’a dönebilme şansını elde etmişti.

Bu bilgilerden sonra yeniden IGA CEO’su Samsunlu’nun açıklamasına dönüp ‘Refinansman tüm büyük projelerde uygulanan bir yöntemdir. Sendikasyon kredisi alıp faiz maliyetini düşüreceğiz’ sözlerini masaya koyarsak bunun doğru bir hikaye olamadığı da anlaşıyor.

İlk olarak yeniden yapılandırma talebi taksit vadesinin dolmasından sonra geldi. Bu sıradan bir maliyet düşürme operasyonu değil, borçlunun ödemeyi yapamadığı bir süreç yaşandığını ispatlıyor.

Ayrıca maliyet düşürme konusuna gelince, bu daha da şüphe çekici bir açıklama. Çünkü havalimanı ortaklarının 2015 yılında kamu bankalarından aldığı 14 yıl vadeli kredi zaten yıllık yüzde 4.25 gibi düşük bir faiz oranına sahip.

Türkiye’nin mevcut borçlanma şartları göz önünde bulundurulursa daha düşük bir maliyetle borçlanmak imkansız. Hazine bile Temmuz ayında çıktığı 5 yıllık borçlanmada 2.2 milyar Euroluk tahvil satışını yüzde 3.8 faizle yaptı. Bunun iki katı vadede çok daha yüksek miktarlı ve Hazine değil riskli bir projeye verilecek kredinin ise mevcut kredi faizinden daha ucuz olması akla yatkın değil.

O zaman kredinin yapılandırma süreciyle ilgili akla, bunun havalimanı ortakları tarafından yapılan bir oyalama ya da kredi adı altında aslında özel bir satış olduğu ihtimalleri geliyor.

Kim bilir belki havalimanı Dome Bank’ın ortağı Rachid sayesinde kredi görünümüyle Katarlılar’a satılacak. Ya da havalimanı ortakları kredi adı altında yurtdışında tuttukları parayı Türkiye’ye getirecek. Malum paranızı bankaya koysanız vergi ödüyorsunuz ama dış kredi gibi getirirseniz muaf oluyorsunuz. Elbette ABD’yle son dönemde yaşanan gerilimler nedeniyle Türk işadamları özellikle de Erdoğan yönetimine yakın olanlar için riskler çoğalıyor.

Elbette burada bahsetmediğimiz bir başka konu da havaalanının ortaklarına Türkiye'nin en büyük kredisini açan kamu bankalarının durumu. Onlar yapılandırma talebi karşısında sessizliğini koruyor. Ancak kredinin tutarı Türk bankacılık sisteminin en büyük sorunu olan tahsili geciken alacaklar kalemini tek kalemde rekor seviyede artıracak kadar büyük. Yani bu kredinin kaderi sadece bankalar ve havalimanının ortakları açısından değil Türkiye'nin makro ekonomik verileri için de bir risk. 

Anlaşılan İstanbul 3. Havalimanı birçok konuda olduğu gibi kredi finansmanı konusunda da tartışılmaya devam edecek.
<< Önceki Haber 3. Hava limanındaki kredi batığı Katar'daki 'gizemli... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER