34 aydın 'Artık yeter' diyerek barış çağrısı yaptı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ağustos 6 2015
Sivil Siyaset Platformu Sözcüsü Abdulbaki Erdoğmuş, siyaset bilimci Fatma Bostan Ünsal, ilahiyatçı Prof.Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu ile Anavatan Partisi eski Genel Başkanları Nesrin Nas ve Salih Uzun'un da aralarında bulunduğu 34 aydın 'Artık Yeter' diyerek barış çağrısı yaptı.
Sivil Siyaset Platformu Sözcüsü Abdulbaki Erdoğmuş, siyaset bilimci Fatma Bostan Ünsal, ilahiyatçı Prof.Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu ile Anavatan Partisi eski Genel Başkanları Nesrin Nas ve Salih Uzun'un da aralarında bulunduğu 34 aydın 'Artık Yeter' diyerek barış çağrısı yaptı.

Türkçe ve Kürtçe 'Artık Yeter/ Édi bese!' başlığıyla 34 aydının imzaladığı barış çağrısında, "Hükümet, soğukkanlılık içerisinde 'Barış Süreci'ni yeniden canlandırmaya yönelirken, Kürt siyasi hareketinin de şiddetin meşru bir yol olmadığını görüp demokratik siyasetin önünü açması gerekir." denildi.

Aydınların barış çağrısı şöyle:

"Barış, özgürlük ve adalet birbirinden ayrılmaz değerlerdir. Bu değerler, hiç bir siyasi aktörün veya örgütün iktidar ve hegemonya hesaplarına kurban edilemez.
Demokratik bir rejimde iktidarın asli görevi barışı korumak ve hukuk devleti güvencesini tesis etmektir. Keyfi bir şekilde kaos, çatışma, savaş veya şiddete neden olmak bir iktidarın meşruiyetini sorgulatan tutumlardandır.

Demokratik bir yönetim, savaşa girmenin istisnai bir karar, barışı korumanın ise asli görevi olduğu bilinciyle hareket etmelidir. Barış, istenildiği zaman bitirilen, savaş istenildiği zaman başlatılan keyfi konular değildir.

Doğanın, insanın ve toplumun savaş ve çatışmadan yorulduğu ve tükendiği bir ortamda "Artık, analar ağlamasın!" duyarlılığıyla bir çözüm ve barış süreci başlatıldı. Çözüm süreci, toplumda yeniden yaşama sevincinin oluşmasına, gelişmesine ve geleceğe umutla bakılmasını sağladı.

Bugün çözüm süreci yerine yeni bir çatışma sürecine dönülmüş bulunmaktadır. İnsanlar, yaşama sevincinin heyecanını değil, ölüm korkusunun tasasını hissetmeye ve savaş çığlıkları içerisinde gününü ve anını kaygıyla geçirmeye başlamışlardır.

Hiçbir parti, hükümet veya örgüt, insanları kaygı, korku ve ölüm üçgeninde yaşatmak ve tercih dayatması yapmak hakkına sahip değildir.
Barış, ülkemizin dün olduğu gibi, bugün de yarın da en asli ihtiyacıdır. Türkiye'nin kalıcı barış ihtiya

Bu haberler de ilginizi çekebilir