'7 Haziran, AK Parti'nin orta vadede çözülmesinin ilk adımı'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ağustos 27 2015
Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun, nispi temsilin temsilde adalet bakımından adil olmadığını söyleyerek, "7 Haziran seçimlerinde AK Parti 73 bin 129, CHP 87 bin 258, MHP 94 bin oyla 1 milletvekili çıkarırken, bağımsız adayların parlamentoya girebilmeleri için gereken minimum oy 75 bin 731 idi." dedi.
'7 Haziran, AK Parti'nin orta vadede çözülmesinin ilk adımı'
Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun, nispi temsilin temsilde adalet bakımından adil olmadığını söyleyerek, "7 Haziran seçimlerinde AK Parti 73 bin 129, CHP 87 bin 258, MHP 94 bin oyla 1 milletvekili çıkarırken, bağımsız adayların parlamentoya girebilmeleri için gereken minimum oy 75 bin 731 idi." dedi.

Prof. Tanju Tosun, Türkiye'deki seçim sistemini ele aldığı akademik çalışmada ilginç bilgilere yer verdi. Tosun, ulusal yüzde 10'luk seçim barajının temsilde adaletsizliğe neden olduğunu farklı verilerle ortaya koydu. Buna göre, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti 73 bin oy ile milletvekilliği kazanırken, MHP, milletvekili çıkartabilmek için 94 bin oya ihtiyaç duydu. AK Parti'nin yaklaşık 10 yıldır kendisine bağladığı milliyetçi Türk ile muhafazakâr Kürt seçmen kitlesinin bu partiyi terk etmeye başladığını söyleyen Tosun'a göre, '7 Haziran, AK Parti'nin orta vadede çözülmesinin ilk adımı' oldu.

Ege Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun, yayımladığı raporda farklı seçim sistemlerini siyasal özgürlük perspektifinden değerlendirdi. Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin yayınladığı "Türkiye'de Seçim Sistemleri ve Seçimlere Etkisi" adlı akademik çalışmada Türkiye'de seçim sisteminde değişiklik yapılmasının zaruri olduğu ifade edildi. Prof. Tosun'un raporunda öne çıkan başlıklar şu şekilde: "Oy uğruna girişilen rekabet, seçimin özünü oluşturur. Rekabetin bulunmadığı yerde seçim değil, olsa olsa dikta ejiminin gereklerine uygun, zorlanmış bir muvafakat söz konusudur. Seçimlerin serbest, tarafsız koşullarda ve rekabetçi bir ortamda gerçekleşebilmesi için birtakım koşulların sağlanmış olması gerekir. Demokratik seçimler her şeyden önce insan haklarına ve özgürlüklerine saygı gösteren koşulların mevcut olması durumunda anlam kazanır ki, bu özgürlüklerin teminat altına alınmadığı seçimlerin serbest ve tarafsız olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

1950 SEÇİMLERİNDE DP, YÜZDE 53 OY İLE VEKİLLERİN YÜZDE 83'ÜNÜ AL

Bu haberler de ilginizi çekebilir