AB ile ilişkilerin canlanması Avrupa Konseyi'ne bağlı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Temmuz 11 2023
Türkiye'nin AB üyelik perspektifinin yeniden canlanması Avrupa Konseyi ile normalleşme sağlamasına bağlı. Bunun için de Türkiye'nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını uygulaması gerekiyor.
DW Türkçe'den Kayhan Karaca'nın haberine göre Ankara'nın İsveç'in NATO üyeliği ile Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik perspektifi arasında paralellik kurması, dikkatlerin uzun süredir donmuş olan Türkiye - AB ilişkilerine çevrilmesine neden oldu. Ancak Brüksel'de 2005'te başlayan katılım müzakerelerinde artık hiçbir başlık açılamadığı gibi, diğer konularda da somut ilerleme sağlanamıyor.

İki taraf arasındaki üyelik perspektifli ilişkiler Gezi olaylarından bu yana yavaş yavaş, 2016'daki darbe girişiminin ardından ise hızlanarak donma noktasına geldi. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'de terörle mücadele adına alınan önlemlerin insan hakları ihlallerine yol açması nedeniyle ilişkiler tam anlamıyla çıkmaza girmiş durumda.

Darbe girişimi öncesi sığınmacılar konusunda varılan işbirliği de üyelik perspektifli olmaktan çıkan ilişkilerin "transaksiyonel" olarak adlandırılan "al-ver ilişkisi" zeminine taşınmasına neden oldu. Bu da Türkiye'nin üyelik hedefi konusundaki şüphelerin derinleşmesine yol açıyor.

Üyelik müzakereleri konuşulamadığından son yıllarda ilişkilerde Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ve vize serbestisi konuları ön plana çıkmaya başladı.

Vize serbestisi çıkmazı

Türkiye ile AB arasında 16 Aralık 2013 tarihinde Geri Kabul Anlaşması ile eş zamanlı başlatılan Vize Serbestisi Diyaloğu, Vize Serbestisi Yol Haritası üzerinden yürütülüyor. Bu yol haritasında belge güvenliği, göç yönetimi, kamu düzen ve güvenliği, temel haklar ve düzensiz göçmenlerin geri kabulü  başlıkları altında karşılanması beklenen 72 kriter bulunuyor.

Türkiye bunlardan 66'sını yerine getirmiş durumda. Yolsuzluğun önlenmesi, kişisel verilerin korunması, Avrupa Polis Teşkilatı Europol ile operasyonel işbirliği ve cezai konularda etkin adli işbirliğine dair kriterlerde ise henüz yeterli ilerleme kaydedilmiş değil. Ankara'nın bu kapsamda terörle mücadele kanununu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kriterleriyle uyumlu hale getirmesi gerekiy

Bu haberler de ilginizi çekebilir