AB, Ortadoğu'da etkili bir jeopolitik güç haline gelebilir mi?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ekim 31 2023
Assem Dandashly ve Christos Kourtelis'e göre, AB'nin son derece değişken Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde güçlü bir aktör olabilmesi için değerlerini somut eylemlerle desteklemesi gerekiyor.

Son otuz yılda, Avrupa Birliği'nin güney komşuluk bölgesini şekillendirme çabaları istikrarlı bir artış içinde.

Brüksel'deki politika yapıcılar arasında hakim olan inanç, hem mali hem de teknik destek sağlamanın AB'nin komşularını kendi değerlerini kabul etmeye ikna etmek için normatif gücünü kullanmasını sağlayacağı yönünde oldu. 1995'te başlayan Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'ndan 2004'teki Avrupa Komşuluk Politikası'na (ENP) ve 2008 Akdeniz için Birlik'te belirlenen politikalar bu görüşü sergiledi.

Serbest ticaret alanında kaydedilen ilerleme, AB'nin Güney Akdeniz ekonomilerini AB pazarına daha fazla entegre etmesine ve bazı standart ve kurallarını geliştirmesine yardımcı oldu.

Ancak 2010'ların başında yaşanan Arap Baharı olayları, AB'nin demokratik norm ve değerlerini bölgede yayma konusundaki sınırlarını gözler önüne serdi.

ENP'nin yeniden gözden geçirilmesi ve derin demokrasi ile kapsayıcı büyümeye yapılan vurgu, AB'nin daha önceki dış politika hatalarını dikkate aldığını gösterdi.

ENP, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki (MENA) insanların bölgedeki olumlu değişim için baktığı bir ölçüt olma potansiyeline de sahipti.

Ancak AB'nin istikrar odaklı güvenlik politikasının yeniden ortaya çıkması, demokrasi ve insan haklarının desteklenmesinden taviz verilmesine yol açmıştır ki bu durum, son on yılda MENA bölgesinden gelen göçmen ve sığınmacılara yapılan muamelede ve Avrupa Dış Eylem Servisi'nin Tunus ve Mısır'daki demokratik gerilemelere karşı zayıf tepkisinde en net şekilde görülmektedir.

"Jeopolitik Avrupa'nın uyanışı"

Rusya'nın geçen yıl Ukrayna'yı geniş çaplı işgali, AB'yi şu ana kadar komşuluk bölgesinde daha iddialı ve uyumlu bir tutum sergilemeye itti.<

Bu haberler de ilginizi çekebilir