Halil Efendi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Şubat 18 2020

Üniversiteyi bitirdiğim yıl tayinim Antalya’ya çıkmıştı.
Antalya her mevsim ayrı bir güzeldi. Ama onu asıl güzel kılan içindeki insanlardı.
Bir avuç fedakâr insan bir araya gelmiş Rasanet Gençlik Vakfı’nı kurmuşlardı.
Vakfın ilk meyvesi Doğu Garajı mevkiinde birkaç daireden müteşekkil bir kompleksi yurt haline getirmek olmuştu.
Nevzat Ayvacı Abi o bir avuç insanın fıtri lideri gibiydi.
Ele-avuca sığmayan bir yapısı vardı. İşe önce akrabalarını ikna ederek başlamış olmalı ki; o bir avuç insanın çoğu kendi akrabaları idi. Şimdi her biri bir gurbeti vatan kılan Libaslar, Alnıaklar, Çobanlar unutulur gibi değil.
O bir düzine yiğitler sayesinde Hizmet kısa sürede merkezden muhite yayıldı. Önce Antalya’nın ilçelerinde sonra da bütün bir bölgede öğrenci yurtları arka arkaya geldi.
Antalya hakikaten bir mektep gibiydi.
O mektebin öğrencileri de öğretmenleri de değerli idi. Ama o mektebi değerli kılan muallimlerden biri hiç şüphesiz uzun yıllar Antalya İmam-Hatip Okulu’nda idarecilik yapmış olan Hüseyin Tulpar Hoca idi. 
Bütün Antalya kendisini çok seviyordu.  Etrafında büyük bir saygı uyandırmıştı. 
Cuma günleri Balıbey Camii’nde vaaz veriyordu.
1980’lerde arandığı yıllarda bir keresinde Antalya’ya da uğrayan Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de bulunduğu bir himmet toplantısına kardeşleri ile birlikte davet edilir.
Hüseyin Hoca’nın ve kardeşlerinin tavır ve davranışları Hocaefendi’nin dikkatini çeker.
Babalarının kim olduğunu sorar.
“Halil Efendi adında bir zat” derler.
“Ne iş yapar?”
“Sarraciye”
“Ne güzel evlatlar yetiştirmiş”
İşte bu güzel evlatlar yetiştiren Halil Efendi’nin evi, İsmet Paşa caddesindeki evimize çok yakındı. Bazen ma

Bu haberler de ilginizi çekebilir