ABD borçlarını ödeyemezse ne olur?

Washington'ı sarsan borç krizinin ABD'yi resesyona sürüklemesi durumunda olabilecekler uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Amerikan ekonomisinin temerrüde düşme ihtimalinin tüm dünya ekonomisini beraberinde sürükleme riski endişe yaratıyor.

SHABER3.COM

Washington'ı sarsan borç krizinin ABD'yi resesyona sürüklemesi durumunda olabilecekler uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Amerikan ekonomisinin temerrüde düşme ihtimalinin tüm dünya ekonomisini beraberinde sürükleme riski endişe yaratıyor.

Zira federal borç nedeniyle yaşanacak bir temerrüde düşmenin yansımalarının hızla tüm dünyada yankılanması söz konusu. Örneğin, ABD'ye elektronik eşya satan Çin fabrikalarının siparişleri son bulması, ABD hazinelerine sahip olan İsviçreli yatırımcıların zarar etmesi, Sri Lankalı şirketlerin kendi riskli para birimlerine alternatif olarak belirleyip kullandığı doları kullanamaması.

Bu endişeye ilişkin AP'ye konuşan Moody's Analytics baş ekonomisti Mark Zandi, ABD hükümeti temerrüde düşerse ve kriz hızla çözülmezse, "küresel ekonominin zarar görmeyen hiçbir noktası kalmaz" diyor.

Zandi, borç limiti bir haftadan az süreliğine ihlal edilse bile sadece ABD ekonomisinde en az 1,5 milyon işi yok edecek bir zayıflama yaşanacağını düşünüyor. Eğer temerrüt daha uzun sürerse de bunun sonuçları çok daha vahim olacak.

Zandi ve Moodys's'deki meslektaşlarının analizine göre Amerikan ekonomik büyüme oranı dibi görecek ve bu nedenle 7,8 milyon Amerikalı işini kaybedecek. Borçlanma oranları fırlayacak ve işsizlik oranı mevcut yüzde 3,4 oranından yüzde 8'e yükselecek. Borsadaki düşüş ile de 10 trilyon dolarlık bir servet silinecek.

Tabii işler bu noktaya gelmeyebilir. Bir yol arayan Beyaz Saray ve Cumhuriyetçiler, hafta sonunda borç limiti müzakerelerini tamamladı ve müzakerelere hafta içinde de devam edeceklerini duyurdu.  

Bu noktada Cumhuriyetçiler, Demokratlar harcamalardaki sert kesintileri ve başka diğer tavizleri kabul etmedikçe hükümetin ödünç alabileceği yasal limiti yükseltmeyi reddediyor.

ABD borçları uzun süredir güvenli görülüyordu

Çok fazla sayıda finansal faaliyet, Amerika'nın her zaman finansal yükümlülüklerini yerine getireceğine dair güvene bağlı.

Uzun süredir son derece güvenli bir varlık olarak görülen Amerikan borcu, onlarca yıllık güven üzerine inşa edilmiş küresel ticaretin de temeli. Ancak tek bir temerrüt bile 24 trilyon dolarlık Hazine borcu piyasasını paramparça edebilir. Bu durum mali piyasaların donmasına ve uluslararası bir krizin fitilinin ateşlenmesine neden olabilir.

Cornell Üniversitesi'nde ticaret politikası profesörü ve Brookings Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Eswar Prasad, "Bir borç temerrüdü durumu ABD ve küresel finans piyasalarında öngörülememekle birlikte gerçekleşmesi halinde felaketle sonuçlanacak bir olay olur" dedi.

Borçlanma sınırı defalarca yükseltildi

Geçmişte daima Amerikalı siyasi liderler uçurumun eşiğinden dönmeyi ve çok geç olmadan borç limitini yükseltmeyi başardılar. Kongre, en son 2021'de olmak üzere 1960'tan bu yana borçlanma üst sınırını 78 kez yükseltti, revize etti veya genişletti.

Ancak sorun hep daha da kötüleşti. Yıllarca artan harcamalar ve derin vergi indirimlerinin ardından borç büyürken, Kongre'deki partizan bölünmeler genişledi. Hazine Bakanı Janet Yellen, milletvekillerinin tavanı yükseltmemesi veya askıya almaması halinde hükümetin 1 Haziran'da temerrüde düşebileceği konusunda uyardı.

Felakete yol açacak şok dalgaları

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü kıdemli üyesi ve eski başkanı Maurice Obstfeld, "Hazinelerin güvenilirliği herhangi bir nedenle bozulursa, sistem üzerinden şok dalgaları gönderir ve küresel büyüme için çok büyük sonuçları olur" diyor.

Güvenlik açısından ABD hükümetinin borçları, yani hazine bonoları ve tahvilleri, uluslararası bankalar açısından 'sıfır risk' ağırlığı taşıyor. Bu nedenle yabancı hükümetler ve özel yatırımcılar, bu borcun yaklaşık 7,6 trilyon dolarını elinde tutuyor ki bu da mali piyasalardaki hazinelerin kabaca yüzde 31'ine denk geliyor.

Ticaret açığının en önemli nedenlerinden biri

Doların hakimiyeti, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana onu fiili küresel para birimi haline getirdiği için ABD'nin sürekli büyüyen bir devlet borcu ile idare edilmesi nispeten kolay oldu. Ancak dolara olan yüksek talep aynı zamanda onları diğer para birimlerinden daha değerli kılma eğiliminde olduğundan Amerikan malları yabancı rakiplerine göre hep daha pahalı kaldı. ABD'li ihracatçıları rekabet açısından dezavantajlı duruma düşüren bu olay ülkenin 1975'ten beri her yıl ticaret açığı vermesinin en büyük nedenlerinden biri.

Merkez bankalarının dolar stokları

Dünya merkez bankalarının elinde tuttuğu tüm döviz rezervlerinin yüzde 58'ini ABD Doları oluşturuyor. İkinci sırada yüzde 20 ile Euro var. IMF'ye göre Çin Yuanı ise yüzde 3'ün altında.

Federal Rezerv'deki araştırmacılar, 1999'dan 2019'a kadar Amerika'daki ticaretin yüzde 96'sının ABD doları cinsinden faturalandırıldığını hesapladı.

Asya'daki ticaretin yüzde 74'ü de böyle. Euro'nun hakim olduğu Avrupa dışında başka yerlerde ise dolar, ticaretin yüzde 79'unu oluşturuyor.

Amerika'nın para birimi o kadar güvenilir ki, bazı istikrarsız ekonomilerde iş yapan insanlar kendi ülkelerinin para birimi yerine dolar olarak ödeme talep ediyor.

Sri Lanka ve Lübnan örnekleri

Enflasyon ve yerel para biriminde baş döndürücü bir düşüş yaşamış olan Sri Lanka bunun bir örneği.

Bu yılın başlarında nakliyeciler ödemelerini dolar olarak alamadıkça acil ihtiyaç duyulan bin konteynerlik gıdayı bırakmayı reddetti. İthalatçılar tedarikçilere ödeme yapacak dolar bulamayınca sevkiyatlar Kolombo'daki rıhtımlarda birikti.

Temel Gıda İthalatçıları ve Tüccarları Derneği Sözcüsü Nihal Seneviratne, "Dolar olmadan hiçbir işlem yapamayız çünkü ithalat yaptığımızda, sağlam para birimi kullanmalıyız" diyor.

Aynı şekilde enflasyonun yükseldiği ve para biriminin değer kaybettiği Lübnan'da birçok dükkan ve restoran dolar ile ödeme talep ediyor. 2000 yılında Ekvador da ekonomik bir krize girdiğinde halk kendi para birimleri olan Sucre'yi önemli ölçüde Dolar ile değiştirmişti.

Belirtileri Türkiye'de de başlayan bu sürece "Dolarizasyon" adı veriliyor.

Dolar sığınak olmaya hep devam etti

ABD'de bir kriz çıktığında bile, dolar yatırımcılar için sığınak olma özelliğini kaybetmiyor.

2008'in sonlarında, ABD emlak piyasasının çöküşü yüzlerce bankayı ve finans şirketini devirdiğinde dolar değer kaybetmedi. Aksine değerlenmeye devam etti.

Dünyanın en iyi üniversiteleri bu ülkede oldukça öğrenciler eğitim için buraya gelmeye devam edecek. Dünyanın en ileri teknolojileri burada üretildikçe katma değeri yüksek ürünler satılmaya devam edilecek. Dünyanın en güçlü ordusu olunduğu sürece Washington'ın ekonomik ortakları ve destekçileri olmaya devam edecek.

ABD, anlaşmazlığı çözmeden borç limitini aşarsa ve hazine ödemeleri temerrüde düşerse, Zandi en azından başlangıçta, "belirsizlik ve korku nedeniyle" bir panik ve kaçış yaşanacağını belirtiyor ancak küresel yatırımcıların kriz olduğunda her zaman gittikleri yerin eninde sonunda dolar olduğunu hatırlatıyor.  

Yatırımcılar bir süre dolar yerine parayı ABD para piyasası fonlarına veya en iyi ABD şirketlerinin tahvillerine kaydırabileceği düşünülüyor.
<< Önceki Haber ABD borçlarını ödeyemezse ne olur? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER