[Abdullah Aymaz] O, öyle bir kitap ki…
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Ağustos 8 2022
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın 'O, öyle bir kitap ki…'
![[Abdullah Aymaz] O, öyle bir kitap ki…](http://image.writeclouds.com/Images/News/20220807/26937446_aaymaz_kuran.jpg)
ABDULLAH AYMAZ
Ra’d Suresi’nde buyuruluyor ki: “Bir Kur’an ki onunla dağlar yürütülse veya yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa! Fakat emir bütünüyle Allah’ındır. İman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi, elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet, inip duracak, veya yurtlarının yakınına konacak. Muhakkak ki Allah, miâdını şaşırmaz.” (13/31)
“Yani Kur’an, okunacak, müzakere edilecek bir kitaptır. Onunla dağlar yürütülmüş veya yer parçalanmış olsa veya ölüler konuşturulmuş olsaydı. Evet bunlar bu Kur’an ile olurdu. Çünkü bu Kur’an şimdiye kadar indirilmiş İlâhî Kitapların en mükemmeli ve okunacak kitapların en üstünüdür. Bunda İlâhî Kudretin öyle acâip eserleri, öyle gizli ve celâletinin heybeti öyle açıkça bellidir ki, ‘Biz bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirseydik, muhakkak ki, sen onu Allah haşyet ve korkusundan boyun eğmiş ve çatlayıp param parça olmuş görürdün’ (Haşir Suresi, 59/21) âyetinin gereğince aynen öyle dağı hurda haş olmuş görürdün. İşte bu Kur’an, böylesine büyük bir İlâhî mucizedir. (…) Yani böyle bir şey olsaydı, hiç şüphesiz bu Kur’an ile olurdu. (…) Kur’an’ın feyiz ve mânevî bereketini böyle maddi şeylerden önce kalplerde gözetmek gerekir. O Kitap herşeyden önce kalpleri Allah zikri ile tatmin etmek ve aydınlatmak için okunacak bir kitap ve rahmet âyetidir. Dağlar yürütülse, yer parçalansa, ölüler konuşturulsa, bütün bunların sağlayacağı fayda Kur’an’ın gönüllere yaptığı telkin ve uyarı kadar açık bir rahmet olmazdı. Kur’an’dan alınacak ders ve duyulacak gönül huzuru, bunların hiçbirinden elde edilemezdi.” (Elmalılı Hamdi Yazır)
“Lâtif Nükteler” isimli kitapçıkta Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Yâsin Suresi’nin “Cenab-ı Hak bir şeyin olmasını irade ettiğinde, onun için ‘Ol!’ der, hemen oluverir.” (34/82) âyetinin tefsirinde, İlahî Kelâmın nasıl Kudret gibi tecelli ettiğini izah ediyor. Yirm
“Yani Kur’an, okunacak, müzakere edilecek bir kitaptır. Onunla dağlar yürütülmüş veya yer parçalanmış olsa veya ölüler konuşturulmuş olsaydı. Evet bunlar bu Kur’an ile olurdu. Çünkü bu Kur’an şimdiye kadar indirilmiş İlâhî Kitapların en mükemmeli ve okunacak kitapların en üstünüdür. Bunda İlâhî Kudretin öyle acâip eserleri, öyle gizli ve celâletinin heybeti öyle açıkça bellidir ki, ‘Biz bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirseydik, muhakkak ki, sen onu Allah haşyet ve korkusundan boyun eğmiş ve çatlayıp param parça olmuş görürdün’ (Haşir Suresi, 59/21) âyetinin gereğince aynen öyle dağı hurda haş olmuş görürdün. İşte bu Kur’an, böylesine büyük bir İlâhî mucizedir. (…) Yani böyle bir şey olsaydı, hiç şüphesiz bu Kur’an ile olurdu. (…) Kur’an’ın feyiz ve mânevî bereketini böyle maddi şeylerden önce kalplerde gözetmek gerekir. O Kitap herşeyden önce kalpleri Allah zikri ile tatmin etmek ve aydınlatmak için okunacak bir kitap ve rahmet âyetidir. Dağlar yürütülse, yer parçalansa, ölüler konuşturulsa, bütün bunların sağlayacağı fayda Kur’an’ın gönüllere yaptığı telkin ve uyarı kadar açık bir rahmet olmazdı. Kur’an’dan alınacak ders ve duyulacak gönül huzuru, bunların hiçbirinden elde edilemezdi.” (Elmalılı Hamdi Yazır)
“Lâtif Nükteler” isimli kitapçıkta Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Yâsin Suresi’nin “Cenab-ı Hak bir şeyin olmasını irade ettiğinde, onun için ‘Ol!’ der, hemen oluverir.” (34/82) âyetinin tefsirinde, İlahî Kelâmın nasıl Kudret gibi tecelli ettiğini izah ediyor. Yirm
Bu haberler de ilginizi çekebilir

ŞERİF ALİ TEKALAN

KADİR GÜRCAN

ABDULLAH AYMAZ

KEMAL GÜLEN







