[Abdullah Aymaz yazdı ] O okullar nasıl açıldı?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Mart 16 2020
İşte yurt dışındaki okullar, böyle sıkıntı ve gayretlerle açılmaya başladı. Şimdi bir de bu süreçte olanlara bakalım…
ABDULLAH AYMAZ- SAMANYOLUHABER.COM 

1992 yılı Mart ayında, M. Fethullah Gülen Hocaefendinin tavsiyesiyle başta Türkî  Cumhuriyetlerde olmak üzere Orta Asyada yeni yeni bağımsızlığa kavuşan ülkelere, sevgi okulları açma maksadıyla görüşmeler yapmak için Hacı Kemal Erimez ile Sadettin Başer birlikte yola çıkarlar. Büyük ümitler ve dualarla çıkılan bu tarihi yolculuğa Sadettin Başer’den dinleyelim:
“Azerbaycan’dan başladık. Hacı Kemal Ağabey, belki şekerinden belki fıtratından dolayı bazan asabî olabiliyordu. Ben çocuk değilim, yani 47 yaşındayım. Ne pahasına olursa olsun bu tarihi yolculuğa Hacı Ağabeyi üzmeden tamamlamam gerekir diye bir azimle çıktım. İlk durak Azerbaycan ama, orada herşeyi yiyemiyoruz. O zamanlar, yani 1991 senesinde her taraf bomboş, hiç bir şey yok, lokanta diye bir şey yok. Onun için Türkiye’den zeytin, peynir, tereyağı, bal gibi yiyecekler getirtip onlarla idare ediyoruz. Onları ben taşıyordum sürekli. Bütün yemeğimiz bu kahvaltılıklardan oluşuyordu çoğu zaman. Bazen çarşıdan pazarda domates, salatalık gibi bir şey bulursak alıyorduk. Ramazan da girdi bu işin içerisine tam bir ay. Ramazan ayında tabiî… Allah bize tahammül verdi. Bir gün Hacı Kemal Ağabey dilini gösterdi, bembeyaz. ‘Ağabey gitmeyelim bu vaziyette; oturalım, akşam iftar yapalım, sonra gideriz’ dedim. ‘Oradan Milli Eğitim Bakanı’na telefon ettiriyorsun oğlum!’ dedi. ‘Ölsem ne olur? Allah böyle bir fırsat verdi. Bir daha bu ele geçmez. Tarihi fırsat bu. Cenab-ı Hak şu kadar zaman kapıları açtı, bizi de Allah bu iş için görevlendirdi. İkimiz bu işi takip ediyoruz, vazifeliyiz sanki. Onun için sen hiç aldırma. Allah büyüktür, bir şey olmaz.’ dedi. Yürüyoruz, tam yolun ortasında nefesi kesildi, kalbi tuttu. Oruçtan dolayı aç, şekeri var, tansiyonu var.  Beti benzi bembeyaz kesildi; sapsarı, bir tuhaf oldu. Herkes bize bakıyor. Dilaltı hapı vardı, çıkardım bir tane koydum dilinin altına. Öldü yani, ayakta duran cansız bir meta gibi. Son

Bu haberler de ilginizi çekebilir