Abdürreşid İbrahim Efendi
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Salı, Aralık 10 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, Abdürreşid İbrahim Efendi ve 94 yıllık hayatında imza attığı önemli işleri yeni yazısına konu etti.

Abdürreşid İbrahim, Sibirya bölgesinde 1850 yılında Tobolsk vilayetinin Tara kazasında dünyaya geldi. 20 yaşına kadar kendi memleketinde medreselerde tahsilini tamamladı. Sonra Kırgız bölgesinde dini dersler verdi. İlk defa 1877’de İstanbul’a geldi. Sonra Mekke ve Medine’ye geçti. Esas tahsilini burada tamamladı. Mekke’de Şeyh Şamil ile tanıştı. 1881’de tekrar İstanbul’a geldi. Namık Kemâl, Ahmed Vefik Paşa, Muallim Naci, Cemaleddin Efgânî ve Ahmed Midhat Efendi gibi, ilim, fikir, edebiyat, eğitim ve kültür sahalarında isim yapmış şahsiyetlerle tanışıp görüştü. Bu düşüncelerle memleketine döndü. Okullar açtı.
4 Ocak 1900’den sonra Abdürreşid İbrahim İstanbul’dan Mısır’a, oradan sırasıyla Sina Çölünden, Filistin ve Hicaz bölgelerini dolaştı. Buradan Avrupa’ya geçti. Fransa’dan başlayarak, İtalya, Avusturya, Sırbistan, Bulgaristan ve Batı Rusya’dan Kafkasya, oradan Hazar Denizinin üst bölgelerinden Buhara, Batı ve Doğu Türkistan, Yedisu ve Sibirya yoluyla asıl vatanı Tara’ya geldi. Oradan ailesini alıp Kazan’a yerleştirdi. 1908 Eylül ayında Sibirya Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan ve Ortadoğu’ya içine alan ve 1910’da İstanbul’da nihayet bulan bu uzun ve yorucu seyahate başladı.
Anladı ki, bütün sıkıntılar, cehaletten, fakirlikten ve ihtilaftan kaynaklanıyordu. Aynen Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin tespitlerini fark, ediyordu. Çare belliydi! EĞİTİM…
İstanbul’a döndükten sonra Mehmed Âkif ile de tanıştı. Âkif, Abdürreşid Efendinin bu seyahat ve hatıralarını Safahatta anlatıyor. Onun için Abdürreşid İbrahim, Âkif’in şiirlerinin ruhunda yaptığı tesiri bir seferinde şöyle ifade ediyordu: “Ah Âkif, ne yapayım ki, senin şiirlerine can verecek yaşta değilim. Yirmi sene evvel bunları yazmış olaydın, kim bilir, bunlar bana daha ne büyük kuvvet vermiş olacaktı. Bütün Asya’yı, A
4 Ocak 1900’den sonra Abdürreşid İbrahim İstanbul’dan Mısır’a, oradan sırasıyla Sina Çölünden, Filistin ve Hicaz bölgelerini dolaştı. Buradan Avrupa’ya geçti. Fransa’dan başlayarak, İtalya, Avusturya, Sırbistan, Bulgaristan ve Batı Rusya’dan Kafkasya, oradan Hazar Denizinin üst bölgelerinden Buhara, Batı ve Doğu Türkistan, Yedisu ve Sibirya yoluyla asıl vatanı Tara’ya geldi. Oradan ailesini alıp Kazan’a yerleştirdi. 1908 Eylül ayında Sibirya Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan ve Ortadoğu’ya içine alan ve 1910’da İstanbul’da nihayet bulan bu uzun ve yorucu seyahate başladı.
Anladı ki, bütün sıkıntılar, cehaletten, fakirlikten ve ihtilaftan kaynaklanıyordu. Aynen Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin tespitlerini fark, ediyordu. Çare belliydi! EĞİTİM…
İstanbul’a döndükten sonra Mehmed Âkif ile de tanıştı. Âkif, Abdürreşid Efendinin bu seyahat ve hatıralarını Safahatta anlatıyor. Onun için Abdürreşid İbrahim, Âkif’in şiirlerinin ruhunda yaptığı tesiri bir seferinde şöyle ifade ediyordu: “Ah Âkif, ne yapayım ki, senin şiirlerine can verecek yaşta değilim. Yirmi sene evvel bunları yazmış olaydın, kim bilir, bunlar bana daha ne büyük kuvvet vermiş olacaktı. Bütün Asya’yı, A
Bu haberler de ilginizi çekebilir

ŞERİF ALİ TEKALAN

KADİR GÜRCAN

ABDULLAH AYMAZ

KEMAL GÜLEN







