AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması ve uluslararası topluma çağrı!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 16 2025
New York merkezli Alliance for Shared Values-Ortak Değerler İttifakı (AfSV), 15 Temmuz’un 9. yıl dönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı. “15 Temmuz’un 9. yıldönümünde, AfSV olarak bir kez daha adalet, özgürlük ve insan hakları çağrımızı yineliyoruz. 2016’dan bu yana süren süreç, toplumun farklı kesimlerine yönelik ciddi hak ihlallerine sahne olmuştur.” denilen açıklamada, AKP hükümetine ‘hukuka dönme’ çağrısı yapıldı. 15 Temmuz sonrası yaşanan süreçte yüzbinlerce insanın adeta ‘toplumsal ölüme’ mahkum edildiği aktarıldı.
Yapılan açıklamada Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 15 Temmuz’dan hemen sonra ‘uluslararası bir komisyon kurulmasına dair’ yaptığı açıklama hatırlatıldı. TBMM’nin hazırladığı 15 Temmuz raporunun bile ‘kaybedildiği’ vurgulanan açıklamada, “Erdoğan hükümeti, 15 Temmuz gecesini hala resmi propagandasında “askerî vesayete karşı demokrasinin zaferi” olarak sunmaya çalışıyor. Ancak dünyadaki bağımsız gözlemciler için 15 Temmuz’un anlamı tam tersidir: Bu tarih, Türkiye’de demokrasinin kalan son sütunlarının da yıkılıp ülkenin tek adam rejimine geçtiği dönüm noktasıdır.” denildi.

Uluslarası topluma, ‘Türkiye’de devam eden insanlık suçlarına karşı sessiz kalmamaları çağrısında bulunulan’ açıklamanın tamamı şöyle:

15 Temmuz Gecesi ve Sivil Darbenin Başlangıcı
Bugün, 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’de yaşanan sözde darbe girişiminin dokuzuncu yıldönümü. O karanlık gecenin ardından – özellikle 16 Temmuz sabahından itibaren – binlerce masum vatandaşa karşı sivil darbe niteliğinde sistematik bir baskı ve zulüm kampanyası başlatıldı. Bu süreç, neredeyse bir milyon insanı adeta “toplumsal ölüme” mahkûm eden, eşi benzeri görülmemiş bir cadı avına dönüşmüştür

O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hiçbir soruşturma dahi yapılmadan sorumlu olarak doğrudan Fethullah Gülen Hocaefendi’yi suçladı. Oysa Hocaefendi, olaylar devam ederken bu şiddet eylemini kesin bir dille kınamış, Erdoğan’ın asılsız ithamlarını reddetmiş ve uluslararası bir soruşturma komisyonu kurulmasını talep etmişti. Hatta böyle bir soruşturma sonucunda, yalan ifadelere dayalı olsa bile, suçlu bulunması halinde Türkiye’ye dönüp yargılanmaya hazır olduğunu açıkça beyan etti. Hocaefendi’nin bu çağrısı olayın gerçek faillerinin ortaya çıkarılması için tarihi bir fırsat olmasına rağmen Erdoğan bu çağrıya hiçbir zaman yanıt vermedi ve bunun yerine ülkede büyük çaplı bir siyasi tasfiye ve intikam kampanyası

Bu haberler de ilginizi çekebilir