Ah keşke o gazetecileri tanısaydınız…

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Haziran 12 2017
Tutuklu gazeteci arkadaşlarımı... Mesela Ayşenur'un nazenin ruhunu, Erdal'ın zeytin ağacı tutkusunu, Emre'nin şiirlerini, Bünyamin'in toplumsal bir haber için işportacılık yaptığını bilseniz keşke. Ah keşke, tanısaydınız onları...
Ah keşke o gazetecileri tanısaydınız…
AYŞE ALTUNKÖPRÜ Kronos.news için tutuklu gazetecileri  yazdı…

Hz Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin Hazretleri, ne zaman eline bir bardak su alsa, hıçkırıklarla ağlamaya başlarmış. Kerbela’da ‘su’ diye inlerken bir yudum su verilmeden katledilen ehlibeyt gelirmiş aklına. O yüzden bardağın içine bir avuç toprak atar öyle içermiş. Şehit edilen Ehlibeyt erkeklerinden geriye, hasta yatağında olduğu için sadece o kalmıştır.

Şimdilerde benzer bir duygu hakim…İçtiğimiz suyun tadı yok. Geride kalmanın verdiği garip bir mahcubiyet, suçluluk var içimizde. Atlatamadığımız bu travma, kara bir bulut gibi geziyor bizimle. Yüreğimizde ağır bir yükle dolaşıyoruz. Dört duvar içinde suçsuz yere yatan gazeteci arkadaşlarımız olduğunu bilmenin sancısı bu.

15 Temmuz gecesini, Atatürk Havalimanı’na çok yakın olan evimde geçirdim. Kaç kez atıldığını hatırlamadığım ses bombalarıyla inleyen camların sesi günlerce gitmedi kulağımdan. Sonraki bir ay her gece, bilinçaltıma işleyen bomba sesleriyle uyandım. “Rüya olsun bu yaşananlar” dedim her sabah. Fakat her geçen gün yevm-i beterdi.

En berbat günlerden biri de gazeteci arkadaşlarımızı kolları kelepçeli görmekti. Arka arkaya dizilmişler, sırayla kollarından tutan polisler eşliğinde gidiyorlardı. Ekrana bakıp kaldım öylece. İçim yandı, kulaklarım uğuldadı. O insanlara ne kadar da eğreti durmuştu kelepçeler. Kara bir mizah, birden sona erecek bir oyundu gibiydi. “Kestik” diye bağıracaktı sanki yönetmen.

Eli kelepçeli Büşra Erdal’ı gördüm ilkin. En etkilendiğim oydu galiba. Sabahları haber merkezinin toplantı odasına kıpır kıpır girişi geldi aklıma. Kabuğuna sığamazdı. O gelince havası değişirdi odanın, hem giydiği rengarenk elbiselerle bir canlılık gelirdi hem de bitmeyen enerjisi yansırdı hepimize. Muhabirliğimin ilk yıllarında birçok hukuk terimini ondan öğrenmiştim. Başarılı bir kadın muhabir olarak örnekti hepimize. Dobraydı, düşündüğünü ve doğru bildiğini

Bu haberler de ilginizi çekebilir