AİHM Türkiye'yi yine mahkum etti: HSK kararlarına karşı yargıya başvurulabilmeli
⏱ Okuma Süresi 2 dk•Yayınlanma Perşembe, Kasım 27 2025
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bugün açıkladığı Öztürk ve diğerleri v. Türkiye kararında, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararlarına karşı etkili bir yargı yolunun bulunmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6/1 maddesini ihlal ettiğine oybirliğiyle hükmetti.
3 hakimli komite tarafından verilen kararda, 5 başvurucuya 2 biner avro tazminat ödenmesine hükmedildi. Mahkeme, daha önce HSK’nın kararlarına karşı bir itiraz yolu olmaması nedeniyle ihlal kararları vermişti.
Başvurucular, HSK’nın verdiği disiplin cezalarına karşı hiçbir mahkemede dava açamadıklarını, bu nedenle mahkemeye erişim haklarının engellendiğini ileri sürmüştü.
AİHM, kararında özellikle yargı mensupları ile sıradan devlet memurları arasındaki statü farkını vurguladı. Devlet memurlarıyla devlet arasındaki ilişkinin hükümet politikalarını uygulama yükümlülüğü nedeniyle yürütmeye sadakat ve güven esasına dayanabileceği belirtildi.
Ancak hakim ve savcıların, hükümetin hukuka aykırı eylemlerini ve yetki aşımını denetlemekle yükümlü olmaları nedeniyle yürütmeden bağımsız bir konumda bulunduğuna dikkat çekildi. Bu nedenle yargı mensuplarının klasik memur sadakati kavramıyla sınırlandırılamayacağı ve bağımsızlıklarının mutlak surette korunması gerektiği ifade edildi.
Mahkeme, yargı bağımsızlığı ile hukukun üstünlüğünün korunmasında üstün kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle HSK kararlarına yargısal denetim yolunun tamamen kapalı olmasının meşru bir amaca dayanmadığını kaydetti ve başvurucuların mahkemeye erişim hakkının özünün zedelendiğini tespit etti.
Başvurucular, HSK’nın verdiği disiplin cezalarına karşı hiçbir mahkemede dava açamadıklarını, bu nedenle mahkemeye erişim haklarının engellendiğini ileri sürmüştü.
AİHM, kararında özellikle yargı mensupları ile sıradan devlet memurları arasındaki statü farkını vurguladı. Devlet memurlarıyla devlet arasındaki ilişkinin hükümet politikalarını uygulama yükümlülüğü nedeniyle yürütmeye sadakat ve güven esasına dayanabileceği belirtildi.
Ancak hakim ve savcıların, hükümetin hukuka aykırı eylemlerini ve yetki aşımını denetlemekle yükümlü olmaları nedeniyle yürütmeden bağımsız bir konumda bulunduğuna dikkat çekildi. Bu nedenle yargı mensuplarının klasik memur sadakati kavramıyla sınırlandırılamayacağı ve bağımsızlıklarının mutlak surette korunması gerektiği ifade edildi.
Mahkeme, yargı bağımsızlığı ile hukukun üstünlüğünün korunmasında üstün kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle HSK kararlarına yargısal denetim yolunun tamamen kapalı olmasının meşru bir amaca dayanmadığını kaydetti ve başvurucuların mahkemeye erişim hakkının özünün zedelendiğini tespit etti.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Hocaefendi'nin yeğeni elinde pazar poşetiyle evine giderken gözaltına alındı2.Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran hakkındaki suçlamalar belli oldu: 'Geliyorum' dedi3.Bu kez İzmit'e İHA düştü.4.Kahramanmaraş'ta yürekleri ağızlara getiren deprem!5.KHK'lıları ilgilendiren önemli haber: AİHM başvuru kriterlerini değiştirdi işte detaylar!
6.Uyuşturucu soruşturması Fenerbahçe'ye uzandı: Sadettin Saran ifade veriyor evinde arama var7.Operasyonlara 'siyasi' diyen Serkan Toper hakkkında 'etkin pişmanlık' iddiası!8.İçişleri Bakanlığı açıkladı: İzmit'te düşen İHA Rusya'ya ait9.Murat Çalık'a kritik müdahale!10.Uyuşturucu soruşturması: Kasım Garipoğlu’nun mal varlığına el konuldu

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

NUMAN YILMAZ YİĞİT

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL
ÇOK OKUNAN HABERLER







