"Akademisyenlere karşı girişilen baskıcı, otoriter, faşizan tutumu kınıyoruz"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ocak 21 2016
Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen, imzaladıkları bildiri sebebiyle Kocaeli'nde akademisyenlerin gözaltına alınmasına ilişkin "Bir yandan devletin himayesine girmiş bir çete şefinin 'Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız' diye açıkça tehdit eden sözlerine ancak şikayet üzerine işlem başlatılabilmesini, diğer taraftan düşüncelerinden ve kalemlerinden başka hiçbir silahları olmayan hocalara karşı girişilen bu baskıcı, otoriter, faşizan tutumu kınıyoruz." dedi.
Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen, imzaladıkları bildiri sebebiyle Kocaeli'nde akademisyenlerin gözaltına alınmasına ilişkin "Bir yandan devletin himayesine girmiş bir çete şefinin 'Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız' diye açıkça tehdit eden sözlerine ancak şikayet üzerine işlem başlatılabilmesini, diğer taraftan düşüncelerinden ve kalemlerinden başka hiçbir silahları olmayan hocalara karşı girişilen bu baskıcı, otoriter, faşizan tutumu kınıyoruz." dedi.

KESK, DİSK, TTB ve TMMOB yetkilileri, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine imza attığı için gözaltına alındıktan adliyede serbest bırakılan Kocaeli Üniversitesi'nde görevli akademisyenler ziyaret etti. Ziyaretin ardından akademisyenler ve yetkililer, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde ortak basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamayı okuyan, Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen, gözaltılara tepki gösterdi.

"GÖZALTILAR KABUL EDİLEMEZ"

Demirdizen, Türkiye'nin gündemi akademisyenlerin 'Katliamlara son verilsin, barış istiyoruz' çağrısına kilitlendiğini kaydetti. TTB Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçeride savaş, dışarıda savaş konseptinin bir ürünü olan bu saldırıların, uyguladığı yanlış politikalarla birinci dereceden sorumlusu olan siyasal iktidar, pişkin bir biçimde bazı akademisyenlerin çıkışlarını tartışmaya, onları görüşleri nedeniyle linç ettirmeye, mafyacı çete şeflerine hedef göstermeye çalıştı. Bu ülkede katliam çağrıları yapanlar, soykırım çağrıları yapanlar, kanda duş alma sevdalıları, fikirlerini özgürce ifade ederken, vicdani bir sorumluluğu yüklenerek, kendi bakış açılarından bölgede yaşananlara toplumun dikkatini çekmeye çalışan insanları hedef göstermek düpedüz faşizmin bayraktarlığıdır. Bu saldırı ve tehditler ülkenin geleceğine yönelmiş akli dengesini yitirmiş bir algının ürünüdür. Bir ülkenin aydınları sorgulamaz, eleştirmez ve özgürce fikirlerini ifade etmezse,

Bu haberler de ilginizi çekebilir