Akit Atatürk'e yönelen Erdoğan'a bayrak açtı...

Bunca yıl sonra Atatürk'ü hatırlayan AKP ve Erdoğan'a kendi mahallesinden tepki var

SHABER3.COM


Havuz Medyasının  gazetelerinden Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Osman Aydın köşesinde, AKP’nin “Atatürk” çıkışlarına tepki gösterdi.

Aydın “En tuhaf, en sıra dışı, en akıl almaz 10 Kasım’lardan birini yaşadık” dedi ve yazısını şöyle sürdürdü:

“Dünya milletleri içinde bizim kadar tutkuyla abartan ve abartırken de kendini kaybeden çok az topluluk vardır.

Kemalistler trafiği keserek, el kadar çocuklara sıra halinde Atatürk büstüne çiçek koydurarak, namaz kılsalar olay olacak öğrencilere 9 Kasım gecesinden başlayıp nöbet tutturarak, ‘Hiçbir ölüm bu kadar ölümsüz olmadı!’ sloganları atarak, ‘İman tazeledik.’ diyerek, ‘Her şeyimizi ona borçluyuz.’ gözyaşları dökerek büyük bir abartıya imza attılar.   

Abartı öyle bir dereceye vardı ki aralarından ‘10 Kasım’da sokak köpeğinden vefa dersi’ diye video paylaşan terbiyesizler bile çıktı.”

“YETMEDİ, BEKİR BOZDAĞ ATATÜRK MİRASINA SAHİP ÇIKTILARINI SÖYLEDİ”

Yazısında 10 Kasım anmalarına da değinin Akit yazarı Aydın şu ifadeleri kullandı:

“Tosya İmam Hatip Lisesi Öğrencileri, 1933’te din derslerini müfredattan çıkaran M. Kemal’ e özel bir koreografi hazırlayarak ‘minnet ve şükranlarını’ sergilediler.

Falih Rıfkı’nın, ‘Kemalizm ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır.’ diyerek ideolojisini anlattığı M. Kemal için Türkiye Hafızlar ve Mevlithanlar Cemiyeti mevlit okudu.

1925-29 arasında Takrir-i Sükun kanunuyla muhalif basını tamamen susturan M. Kemal için Akşam, Güneş gazeteleri Hürriyet’i aratmayacak manşetlerle çıktılar.

Hükümete yakın bazı köşe yazarları şükranlı, minnetli yazılar kaleme aldılar.

Ak Parti teşkilatları Anıtkabir’e araçlar kaldırdılar.

Yetmedi, Bekir Bozdağ Atatürk mirasına sahip çıktıklarını söyledi.

Ve nihayet, Cumhurbaşkanı konuşmasında mealen, Atatürk’ü kimselere bırakmayacaklarını söyledi…”

“AĞZINI AÇAN YOK”

“Meşru muhalefeti temsil eden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka’ya hayat hakkı tanımadığı halde, hala, ‘Bizlere seçme seçilme hakkı verdi, Cumhuriyeti armağan etti.’ diyerek M. Kemal’i özgürlüklerin bağışlayıcısı olarak görenler olabilir. Gayet normal…” diye yazan Aydın yazısını şöyle devam ettirdi:

“Bazı kişiler daha ileri giderek onu ilah gibi de görebilir. Lafımız yok… Fakat, herkesin dini kendine… Kimse kendi ibadetini diğerine dayatamaz ve ‘Olmasaydı olmazdık!’ gibi ebedi bir borç baskısı oluşturarak diğerleri üzerinde hegemonya kurmaya kalkamaz. 

‘Kemalist sistem biat istiyor’ adlı 22 Mayıs tarihli yazımızda ‘Türkiye’de müesses nizamın tartışmasız tek iktidarı, Batı değerleriyle mücehhez Kemalizm’dir.’ demiş ve meşruiyetin tek yolunun bu sisteme biat etmekten geçtiğini tespit etmiştik… Bitirirken de ‘Gelecekte, Kemalist sistemin asıl savunucusunun CHP değil de, AK Parti olması kimseyi şaşırtmasın…’ demeyi unutmamıştık.

Ak Parti bu anlamda ilk çıkışını 29 Ekim’de resmi tarih söylemini içselleştiren ‘Cumhuriyeti Biz Kurduk ve Biz Koruduk’ ilanıyla yaptı.

Oysa Ak Parti kurucularının da gayet iyi bileceği gibi Cumhuriyet halk tarafından kurulmamıştı. Çoğunluk tarafından da kurulmamıştı. Tıpkı diğer devrimler gibi cumhuriyet de bir toplumsal mutabakat aranmadan küçük askeri bir elit tarafından kurulmuştu.

Ak Parti 29 Ekim’deki çıkışının ardından 10 Kasım’da işi ‘Atatürk’ü ve hatırasını istismarcıların zulmünden kurtarmak’ noktasına kadar vardırdı.

O günden beri Ak Parti’deki bu yaklaşım değişikliğini nasıl ele alacaklarını görmek için özellikle basınımıza, bazı yazarlara ve konuşması gereken kişilere dikkat kesilmiş durumdayım.

Ancak bir kaç istisna dışında ağzını açan yok…”

“NE OLUR 2019 SEÇİMLERİ KAYBEDİLSE”

Köşesinde “Ak Partinin 2019 sürecinde, siyaseti ‘Atatürk’ü kurtarmak’ çizgisine taşıması tevil etmekte zorlanacağı bir eksen kayması görünümü veriyor” diyen Aydın AKP’ye eleştirilerini şöyle yazdı:

“Falih Rıfkı’nın ifadesiyle ‘Kemalizm aslında büyük bir din reformudur.’ gerçekliği belleklerden silinmeyen acı hatıraları ile capcanlıyken, Ak Parti’nin bu tutum değişikliğini tabanına anlatması, Kemalizm’le flörtünü kabul ettirmesi hiç kolay olmayacak. Ancak buradan, en azından kendi adıma şunları söyleyebilirim.

2019, sizce geri dönülmesi mümkün olmayan, çok hayati bir seçim olabilir.

Bu seçimi kaybetmemek adına çeşitli siyasi stratejiler de izlemeniz gerekiyor olabilir.

Ama ne olursa olsun, bizim iktidar ile değiş tokuş edilecek ‘davamız’ yok.

Startını Kemalizm’in verdiği Batılılaşma eğilimi ruhları ve zihinleri yıldırım gibi çarpmış ve cemiyeti şu kadar yılda tanınmayacak hale getirmiştir.

Bu dönüşmüş insan tipini bugün sokakta görüyoruz, dizilerini izliyoruz, şarkılarını dinliyoruz, kitaplarını okuyoruz, programlarını seyrediyoruz…

Bir hastalık gibi toplumu saran bu insanın zehirli tesirinden toplumu korumak için bu köşede bin bir çare arıyoruz.

Bu insan tipi ile de Kemalizm’in kültürel batılılaşma hareketi ile de son nefesimize kadar mücadele edeceğiz.

Dolayısıyla kültürel kökenimizi söküp atan Kemalizm’e siyaseten de olsa göz kırpan her yaklaşıma, peşinen karşıyız.

Ne olur, Atatürkçülerin de oyuna talip olunmasa?

Ne olur, 2019 seçimleri kaybedilse?

Yoksa maazallah CHP İktidar olur da interneti ve televizyonu şiddet ve pornografi mi ele geçirir?

Baştan çıkarıcı dizilerle ahlak tefessüh eder de, aileler mi darmadağın olur?

Okullarımız daha çok Nihilizm’e mi hizmet eder hale gelir?

Gençliğimiz topyekun popüler kültüre mi teslim olur yoksa?

Asil milletimiz, bir geri zekalı şarkıcıyı dinlemek için birbirini ezecek hale mi gelir?

Ne olur?”
<< Önceki Haber Akit Atatürk'e yönelen Erdoğan'a bayrak açtı... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER