Allah’ın yardımı ne zaman?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ekim 19 2018
Samanyoluhaber.com yazarı İlahiyatçı Dr. Ali Demirel cuma yazısında Asr-ı Saadet döneminde yaşanan tabloları aktardı
DR- ALİ DEMİREL - SAMANYOLUHABER.COM 


Mekke’de her biri birbirinden çetin, imtihan dolu günler yaşanıyordu. O günlerde şöyle bir ayet iniyordu:
- Mü’minler sadece “İman ettik!” demeleri sebebiyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini, imtihana tâbi tutulmayacaklarını mı zannettiler? Biz elbette kendilerinden önce ya¬şamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir. (Ankebût Sûresi, 29/1-3)
Demek ki, geleceğin sürpriz sıkıntılarını göğüsleyebilmek için sadece Allah ve Resulü’ne iman etmek yetmiyordu. Elbette iman, çok önemli bir meseleydi ama imanın da kendi içinde dereceleri vardı ve bu yolun yolcusu olan bir mümin için hedef, imanda kemal noktayı yakalamaktı. 

Allah’ın yardımı yakındır
Bir de işin imtihan boyutu vardı. Kendisi bildiği halde Allah (c.c.), hangi kulunun nasıl bir “er oğlu er” olduğunu herkese gösterme adına onu çok değişik imtihanlara tabi tutacak ve böylelikle onu, “has kulum” diyerek dünya-âleme de tanıtacaktı. 
Onun için O (c.c.), kimseyi kendi haline bırakmayacağını ilan ediyor, kendi yolunun yolcuları ile başka gemiye rüzgar taşıyanları mutlaka ayıracağını söylüyordu.
Öte yandan ne Cennet ucuz, ne de Cehennem lüzumsuzdu. Rıza gibi büyük bir kazanca talip olanların ödeyeceği bedel, he¬defi küçük olanlara nispetle daha farklıydı. Allah’ın rıza ve hoşnutluğunu talep etmenin bir bedeli vardı şüphesiz. Bunun için alın teri dökmek, sabır ve sebat imtihanlarından geçmek ve dehrin ciğersûz hâdiseleri içinde pişip kıvama ermek gerekiyordu. Zaten Allah da (c.c.) bunu anlatıyordu: 
- Yoksa siz, daha önce geçmiş ümmetlerin başlarına gelen du¬rumlara mâruz kalmadan Cennet’e gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle ezici mihnetlere, öyle zorluklara

Bu haberler de ilginizi çekebilir