Allah verdi ve Allah aldı' diyebilmek

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Eylül 19 2023
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın yazısı
Abdullah  Aymaz

Üstad Bediüzzaman Hazretleri On Yedinci Mektup olan  “Çocuk Tâziyenâmesi”nde diyor ki: “Bir zaman, bir zât, bir zindanda bulunuyor. Sevimli bir çocuğu yanına gönderilmiş. O bîçâre mahpus, hem kendi  elemini çekiyor, hem evladının istirahatini temin edemediği için, onun zahmetiyle acı ve elem duyuyordu. Sonra, merhametli hâkim ona bir adam gönderir, der ki: -Şu çocuk gerçi senin evladındır. Fakat benim halkım ve milletimdir. Onu ben alacağım, güzel bir sarayda bakacağım.”

“O adam ağlar, sızlar: -Benim teselli kaynağım olan evlâdımı vermeyeceğim.” der.

“Ona arkadaşları der ki: -Senin üzüntü ve kederlerin mânâsızdır. Eğer sen çocuğa acıyorsan, çocuk şu pis ve çirkin kokulu, sıkıntılı zindana bedel; ferahlı, saadetli bir saraya gidecek. Eğer sen nefsin için üzülüyorsan, menfaatini
 arıyorsan, çocuk burada kalsa, muvakkaten şüpheli bir menfaatinle beraber, çocuğun meşakkatlerinden çok sıkıntı ve elem çekmek var. Eğer oraya gitse, sana bin menfaati var. Çünkü padişahın merhametini celbetmeye sebep olur, sana şefaatçi hükmüne geçer. Padişah, onu seninle görüştürmek arzu edecek. Elbette görüşmemiz için, onu zindana göndermeyecek, belki seni zindandan çıkarıp o saraya getirecek, çocukla görüştürecek. Şu şartla ki, Padişaha  emniyetin ve itaatin varsa…

“İşte şu temsil gibi, aziz kardeşim, senin gibi müminlerin evlâdı vefat ettikleri vakit şöyle düşünmeli:
“Şu çocuk masumdur, onun Yaradanı dahi Rahîm ve Kerîm’dir. Benim eksik terbiye ve şefkatime bedel, gayet kâmil olan inâyet ve rahmetine aldı. Dünyanın elemli, musibetli, meşakkatli zindanından çıkarıp Cennet-i Firdevsine gönderdi. O çocuğa ne mutlu!  Şu dünyada kalsaydı, kim bilir ne şekle girerdi?  Onun için ben ona acımıyorum, bahtiyar biliyorum. Kaldı ki, kendi nefsime ait menfaati için kendi

Bu haberler de ilginizi çekebilir