Almanya'da demansla yeni tanışan Türk toplumu imkânlardan habersiz


Gözlüğünü buzdolabında unutan anneanneler, birdenbire 10 yaşına gidip annesini arayan 80 yaşındaki dedeler artık Almanya'daki Türk toplumunun da bir gerçeği. Çoğu hasta ve hasta yakını ise Alman sağlık sisteminin sunduğu imkânlardan habersiz. Uyumdan Sorumlu Bakan Aydan Özoğuz'un Imed ziyareti ise imkânların iyileştirilesi adına bir umut oldu.

Imed proje müdürü Belgin Habel, demans hastalığı hakkında danışan 300 kişinin gözünde, işini severek, emek vererek yapan bir kurtarıcı. Danışmanlık sunduğu kadınlardan biri şöyle diyor: "Kocam hastalandığında karanlıkta, ne yapacağını bilemez bir durumdaydım. Buraya geldim, Belgin hanım yapmam gerekenleri sırasıyla anlattı, nasıl davranacağımı, hangi yolu tutacağımı sabırla, özveriyle öğretti. Kendime güvenim arttı. Hastama daha verimli olabiliyorum. Hatta başka insanlara yardımcı olabiliyorum."

Imed, 'Demans Bilgilendirme Merkezi'nin kısaltılmışı. Berlin'deki bu merkezin önemi giderek artıyor. Sebebi ise demans hastası Türklerin sayısının hızla artması. Uyumdan sorumlu bakan Aydan Özoğuz'un verdiği bilgiye göre Almanya'da 75 yaşın üzerindeki Türklerin sayısı 39 bin. 65-75 yaş grubundakilerin sayısı ise 146 bini buluyor. Bu insanların çoğu Alman sağlık sistemini tanımıyor ve demansa yakalandıkları takdirde de Almanca bilgilerini de çabucak unutuyorlar.

Habel ise artan sayı karşısında yalnız. Bu yüzden de bürosunda kendisine yardım edecek, hassas ev ziyaretlerinde kendisine eşlik edebilecek, bakım üsleriyle irtibatlarda rol alabilecek, danışmanlık hizmetlerinde, seminerlerin düzenlenmesinde, Rus, Arap, Polon hasta yakınlarına tercüme hizmetlerinde görev alacak, işini seven, sevdikçe daha da emek veren bir kurtarıcıya da ihtiyacı var. Habel'e göre Türk toplumunda olumsuz bir yankısı olan 'bunama' ile alakalı hassasiyet oluşturmak, bunun bir hastalık olduğunu insanlara anlatmak, daha çok hasta yakınına yol göstermek için bu önemli.

Imed'i ziyaret eden Özoğuz da bunu görüyor ve 2,5 yıldır bu yükü üstlenen Habel'i hem takdir ediyor hem de yardımcı sözü veriyor. Özoğuz, merkeze başvuran hasta yakınlarıyla da görüşüyor ve bu gibi merkezlerin Almanya'nın tamamında gerekli olduğu düşüncesini paylaşıyor. Entegrasyon sorumlusu, önümüzdeki sene Almanya çapında benzer hizmetlerde bulunan kuruluşları Başbakanlık'ta ağırlamak ve ortak problemleri görüşmek istediğini de ekliyor.

Özoğuz'a göre yaşlı göçmenlere sahip çıkma noktasında devlet kadar sosyal yardım kuruluşları da geriden gidiyor ve bunun bir sonucu olarak onlar için yetersiz sayıda imkân sunuyor. Çoğu bu problemi mültecilerin gelmesiyle fark etmiş. Imed'den yardım alan demans hastası yakınlarının anlattıkları, devlete ve sivil toplum örgütlerine düşen görevin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Demans hastaları, sürekli unuttukları, zamanları, kişileri, eşyaları birbirine karıştırdıkları için bir taraftan utanırken diğer taraftan da kendilerine bu durum anlatıldığında saldırıya uğradıklarını düşünüyorlar ve bu yüzden de kendilerini çok yalnız hissediyorlar. Yakınları da onlara nasıl davranacaklarını bilmedikleri için kendilerini yalnız hissediyorlar. Cihangir Gümüşer'in yüzünde bu yalnızlıktan artık eser yok. Gümüşer, Habel'den demans hastalarının geçmişte yaşadığını ve onlarla birlikte bozuntuya vermeden geçmişte yaşamak gerektiğini öğrenmiş. Babası çoktan ölmüş eşi için 'Nerede bu annen?' diye çıkışınca, 'Hasta ziyaretine gitti, gelir şimdi' diyerek teskin etmiş. 'Nerede bu koyunlar?' diye telefon açınca, 'Çoban tembellik etmiş, dağa kaçmışlar, ben şimdi onları toplayıp getiriyorum?" diyerek rahatlatmış. CİHAN
<< Önceki Haber Almanya'da demansla yeni tanışan Türk toplumu imkânlardan... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER