‘Anlatılmaz bin dert ile geçiyor şu ömrüm’

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 6 2022
TR724.com yazarı Ahmet Kurucan , Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili bir hatırasını okuyucularıyla paylaştı

AHMET KURUCAN- TR724.COM

Yıllar önceydi. Şimdilerde irtibat ve iltisak söylemleri ile şeytanlaştırılan bir cemaate duyduğu gönül bağından dolayı rejimin diskuru da kullanılarak yokluğa ve hiçliğe mahkûm edilmek istense de beste ve yorumları ile Türk Sanat Müziği tarihinde daha şimdiden yerini alan Ertuğrul Erkişi Bey Kaliforniya’da yaşayan İstanbul Ermenilerine bir konser vermek için ABD’ye gelmişti. Konser sonrası kısa süreli uğradığı New York’ta bir dostun evinde kahvaltı yaptık. Hocaefendi’yi ziyarete gidecekmiş. Gitmişken birkaç tane de canlı şarkı söylersin teklifinde bulundum. Yanında herhangi bir enstrüman olmadığını söyledi. Emaneten bir ud bulduk ve birlikte gittik. Kısa süreli o ziyaretin sonunda kendi bestelerinden oluşan bir demet sundu. Hocaefendi de çok memnun oldu. Memnuniyeti yüzünden okunuyordu.

Şarkılar bitince, “Hocam. Herhangi bir isteğiniz var mı? Varsa ve repertuarımda ise söyleyebilirim,” dedi. Hocaefendi bir istekte bulunmadı ve ortalığa bir sessizlik çöktü. Ani bir kararla devreye girdim. Daha önceden ne düşünmüş ne de planlamıştım. Spontane ve çok hızlı gelişti her şey. Hocaefendi’nin sevdiğini bildiğim bir şarkıyı “Hocaefendi namına ben bu istekte bulunuyorum,” dedim Ertuğrul Bey’e. İstediğim şarkı Hacı Faik Bey’in rast makamında bestelediği “Nihansın dideden, ey mest-i nazım. Bana sensiz cihanda can ne lazım?” şarkısıydı. İsterseniz yazıyı burada okumaya ara verin ve bu şarkıya kulak verin. Benim tercihlerim Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Nesrin Sipahi.

“Nihansın dideden ey mest-i nazım

Bana sensiz cihanda can ne lazım

Benim sensin felekte çare sazım

Bu haberler de ilginizi çekebilir