'Artan maliyet unsurları çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladı'


Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'na göre Şubat ayında enerji fiyatlarındaki gelişmeler enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam etti. Bununla birlikte, artan maliyet unsurları çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladı.

Para Politikası Kurulu'nun Şubat ayı toplantı özeti yayınlandı. Kurul'un enflasyon ile ilgili gerçekleşmeler ve beklentilerini içeren özette, mevcut göstergelerin iktisadi faaliyetteki ılımlı büyümenin sürdüğüne işaret ettiği kaydedildi. Önümüzdeki dönemde ücret artışları ve petrol fiyatlarındaki düşük seyir vasıtasıyla gelir kanalının yurt içi talebi destekleyeceği düşünüldüğü kaydedildi. Jeopolitik gelişmeler aşağı yönlü risk oluştursa da Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi güçlenerek sürdüğü vurgulandı.
Özette, enflasyon artışı ile ilgili olarak şöyle denildi:

"Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 1,82 oranında artmış ve yıllık enflasyon 0,77 puan yükselerek yüzde 9,58 olmuştur. Enflasyondaki yükselişte fiyatı yönetilen-yönlendirilen ürünler ile işlenmemiş gıda grubu öne çıkmıştır. Fiyatı yönetilen-yönlendirilen bazı ürünlerde Ocak ayı başında yapılan ayarlamaların toplam etkisi öngörüldüğü gibi 0,7 puan olmuştur. Bu dönemde temel mal grubu enflasyonu yüksek seyrini korurken hizmet enflasyonu artmıştır. Bu doğrultuda çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu yükselirken ana eğilimi temel mal grubu kaynaklı olarak bir miktar iyileşmiştir."

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyonun 0,82 puanlık artışla yüzde 11,69'a yükseldiğine dikkat çekilen özette, bu yükselişin temel sürükleyicisinin taze meyve-sebze kaynaklı olarak işlenmemiş gıda fiyatları olduğu vurgulandı. Ayrıca, "Bu dönemde yıllık enflasyon, taze meyve-sebze alt grubunda yüzde 20,09'a işlenmemiş gıdada ise yüzde 15,33'e ulaşmıştır. İşlenmiş gıda yıllık enflasyonu ise son iki ayda ekmek-tahıl grubu öncülüğünde yukarı yönlü bir seyir izleyerek yüzde 8,41'e yükselmiştir. Şubat ayına ilişkin öncü göstergeler gıda enflasyonunda düşüşe işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Enerji grubunda fiyatların Ocak ayında elektrik fiyatları kaynaklı olarak yüzde 0,81 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 4,61'e yükseldiğine işaret edilen açıklamada, "Şubat ayında enerji grubu yıllık enflasyonunun, petrol fiyatlarındaki gelişmelerin ve baz etkisinin katkısıyla azalacağı tahmin edilmektedir." denildi.

Özette, hizmet fiyatları ile ilgili olarak ise şu değerlendirme yapıldı:

"Ocak ayında yüzde 1,34 oranında artmış ve grup yıllık enflasyonu yüzde 9,16'ya yükselmiştir. Bu dönemde hizmet grubunda yaklaşık son on yılın en hızlı aylık fiyat artışı gözlenirken yüksek artışların alt kalemler geneline yayıldığı gözlenmiştir. 2015 yılının son çeyreğinde et fiyatlarında gözlenen ılımlı seyir ile kademeli olarak yavaşlayan lokanta-otel grubunda fiyat artışları Ocak ayında yeniden hızlanmıştır. Ücret gelişmeleri ile gıda enflasyonundaki yüksek seyrin yanı sıra döviz kuru kaynaklı birikimli maliyet etkileri hizmet enflasyonundaki düşüşü geciktirmektedir."

Temel mal grubu yıllık enflasyonunun Ocak ayında 0,12 puanlık düşüşle yüzde 10,10 olduğu, bu dönemde yıllık enflasyonun dayanıklı tüketim malları grubunda azalırken, diğer alt gruplarda artışını sürdürdüğü dile getirilen özette, ayrıca şunlar aktarıldı:

"Giyim ve dayanıklı dışı temel mal fiyatlarında döviz kuru etkileri hafifleyerek de olsa sürerken giyim fiyatlarındaki düşüş mevsim ortalamalarının altında gerçekleşmiştir. Diğer taraftan mevsimsellikten arındırılmış göstergeler, Ocak ayında temel mal enflasyonunun ana eğiliminde iyileşmeye işaret etmektedir.Özetle, enerji fiyatlarındaki gelişmeler enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. Bununla birlikte, artan maliyet unsurları çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırlamaktadır.".

ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR

Özette, enflasyonu etkileyen unsurlar ile ilgili olarak da şu tespitler yapıldı:

"Sanayi üretimi Aralık ayında bir önceki aya göre arttı. Dönemlik bazda değerlendirildiğinde, üretim 2015 yılı son çeyreğinde bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Ocak ayında PMI genel ve üretim göstergeleri durağan seviyenin üzerinde kalmakla birlikte geriledi. Bu dönemde İYA son üç ay sipariş göstergelerinden iç piyasa siparişleri bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşirken ihracat siparişleri göreli olarak daha zayıf bir seyir izledi. Bu göstergeler ihracat ve ithalat verileriyle birlikte değerlendirildiğinde Ocak ayında sanayi üretim artış hızının bir miktar yavaşlayacağı tahmin edildi."

Harcama tarafına ilişkin verilerin 2015 yılının son çeyreğinde özel kesim talebinin üçüncü çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir seyir izlediğine işaret ettiğine dikkat çekilen özette, devamında şöyle denildi:

"Bu dönemde tüketim malları üretimi ve ithalatı geçtiğimiz çeyrek ortalamasına göre sınırlı da olsa geriledi. Yatırımlara ilişkin göstergelerden sermaye malları üretiminde son çeyrekte sınırlı bir artış, ithalatında ise gerileme gözlendi. İnşaat yatırımlarına ilişkin gösterge niteliğinde olan metalik olmayan mineral maddeler üretimi ve ağır ticari araç satışları ise artış gösterdi. 2016 yılı ilk çeyreğine ilişkin göstergelerden otomobil satışlarında Ocak ayında son dönemdeki azalış eğilimi devam ederken, beyaz eşya satışları arttı. Ocak ve Şubat aylarında tüketici güven endeksleri bir miktar gerilemekle birlikte Ekim ayı seviyesinin üzerinde. Yatırım eğilimine dair veriler ise ılımlı büyüme sinyali vermekte. Bu çerçevede, özel kesim talebinin 2016 yılının ilk çeyreğinde ılımlı bir artış kaydedeceği öngörüldü."

Özette, dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin ve tüketici kredilerinin ılımlı seyrinin cari dengedeki iyileşmeyi desteklediği belirtilerek, "Artan jeopolitik risklere karşın Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi güçlenerek sürmekte olduğu kaydedildi. İhracatta önemli bir paya sahip olan Avrupa ekonomisinde görülen toparlanma eğilimi Ocak ayında da devam etti. Buna ek olarak ihracatımızın pazar değiştirme esnekliğinin de yüksek olması ihracatı destekledi. Bu çerçevede Avrupa Birliği ülkelerindeki talep artışının devamı, emtia fiyatlarındaki düşük seyir ve süregelen makroihtiyati politika tedbirleri çerçevesinde 2016 yılında cari işlemler dengesindeki iyileşmenin devam etmesi bekleniyor. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak turizm gelirlerinde yaşanabilecek olası azalışlar bu iyileşme eğilimini sınırlandırabilecek bir risk faktörü olarak değerlendirildi." ifadeleri kullanıldı.

Özette, istihdam ile ilgili olarak da şu değerlendirmeler yapıldı:

"2015 yılı Kasım döneminde işsizlik oranları Ekim dönemine göre geriledi. Bu dönemde tarım dışı sektörlerde istihdam artışı işgücü artışının üzerinde gerçekleşti. Alt sektörler itibarıyla incelendiğinde, tarım dışı istihdam artışına en yüksek katkının hizmetler sektöründen geldiği görülmektedir. Sanayi istihdamında oldukça sınırlı bir gerileme gözlenirken inşaat istihdamı arttı. Sanayi üretimi ve anket göstergeleri önümüzdeki dönemde sanayi istihdamında ilave bir canlanmaya işaret etmemektedir. Metalik olmayan mineral maddeler üretimi inşaat istihdamındaki ılımlı artışla tutarlı olduğu gözlendi. Hizmetler sektöründe ise alt sektörlerdeki istihdam verileri dalgalı bir seyir izlemeye devam ediyor. İşgücü piyasasına ilişkin öncü göstergeler önümüzdeki dönemde işsizlik oranlarının yatay bir aralıkta hareket edeceğine işaret edildi."

Özette, ayrıca mevcut göstergelerin iktisadi faaliyetteki ılımlı büyümenin sürdüğüne işaret ettiği, önümüzdeki dönemde ücret artışlarının ve petrol fiyatlarındaki düşük seyir vasıtasıyla gelir kanalının yurt içi talebi destekleyeceği kaydedildi. Jeopolitik gelişmeler aşağı yönlü risk oluştursa da Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin güçlenerek sürmekte olduğu aktarıldı.

PARA POLİTİKASI VE RİSKLER

Özette, Para Politikası ve Risklerle ilgili olarak ise şu ifadelere yer verildi:

"Enerji fiyatlarındaki gelişmeler enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam etmekle birlikte, artan maliyet unsurları çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırlamaktadır. Gıda fiyatlarında ise temelde işlenmemiş gıda grubu kaynaklı olmak üzere oynaklık devam etmektedir. Öncü göstergeler kısa vadede işlenmemiş gıda fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme gözlenebileceğine işaret etmektedir. Ayrıca, birikimli döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerinin hafiflemesi önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş sürecini destekleyebilecektir. Kurul, bu değerlendirmeler çerçevesinde Şubat ayından itibaren enflasyonda düşüş sürecinin yeniden başlayacağı değerlendirmesinde bulunmuştur. Bununla birlikte, gerek ücretlerdeki gerekse enflasyon beklentilerindeki gelişmeler çekirdek enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha yüksek seviyelerini koruması beklenmektedir. Hedefin üzerinde seyreden enflasyonun beklentiler üzerindeki etkisi ve ücret artışlarındaki ivmelenme ekonomi genelinde fiyatlama davranışlarının yakından takip edilmesini gerektirmektedir. Dolayısıyla, enflasyonda kısa vadede beklenen düşüş sürecinin kalıcı olması için para politikasındaki mevcut sıkı duruşun sürdürülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede Kurul, ücret gelişmelerinin ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri ile enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak, gerekli görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşun korunacağını ifade etmiştir. Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir."

Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredilerin yıllık büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği dile getirilen özette, devamında şu tespitler aktarıldı:

"Yakın dönem verileri kredilerin ana eğilimde önemli bir değişime işaret etmemektedir. Risk ağırlıklarına dair düzenlemelerin ve asgari ücret ayarlamalarının önümüzdeki dönemde kredi arzı ve hanehalkı geliri kanallarıyla kredi büyümesini destekleyebileceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, finansal koşullarda devam eden sıkılık sebebiyle yıllık kredi büyüme hızlarındaki makul düzeylerin korunacağı öngörülmektedir. Kredilerin bileşimine bakıldığında, ticari kredilerin tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiği görülmektedir. Bu bileşim, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari açıktaki düzelmeyi desteklemektedir."

Öncü verilerin 2015 yılının ikinci yarısından itibaren iç talebin bir miktar yavaşladığını ancak büyümeye ılımlı katkı vermeye devam ettiğine işaret edilen özette, süregelen küresel oynaklığın finansal koşullar üzerindeki sıkılaştırıcı etkisinin iç talep artışını sınırlarken, enerji fiyatları ve ücret gelişmelerinin gelir kanalından iç talebi desteklediği belirtildi. Dış talep ile ilgili olarak da şöyle denildi:

"Dış talebe bakıldığında, jeopolitik gelişmeler aşağı yönlü risk oluştursa da Avrupa ekonomisinde görülen toparlanma eğilimi ve ihracatımızın pazar değiştirme esnekliği bu riski sınırlamaktadır. Nitekim son dönemlerde Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin artarak sürdüğü gözlenmektedir. Ayrıca, emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşün dış ticaret hadleri üzerindeki olumlu etkisi ve tüketici kredilerindeki yavaş seyir cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Bütün bu değerlendirmeler doğrultusunda, önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin ılımlı artış eğilimini koruyacağı ve cari işlemler açığındaki daralmanın devam edeceği öngörülmektedir. Kurul, 2015 yılının Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmasının ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmakta olduğunu değerlendirmektedir. Cari dengedeki iyileşme ve enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle döviz talebinin kademeli olarak azalması bu süreci desteklemektedir. Döviz likiditesi aracıları da Türk lirasının değerini dengeleyici yönde kullanılmaya devam edilmektedir. Bu doğrultuda, esnek döviz satım ihaleleri yoluyla gerekli görülen tutarlarda döviz likiditesi sağlanmaktadır."
CİHAN
<< Önceki Haber 'Artan maliyet unsurları çekirdek enflasyon eğilimindeki... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER