Aydınlardan barış çağrısı: Anaları ağlatmayın!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ağustos 2 2015
Farklı siyasal görüş ve çevrelerden bir grup bilim, devlet ve siyaset adamı, barış, demokrasi ve çatışmasızlık için TBMM'yi göreve çağırdı. Konuyla ilgili yayınlanan bildiride, "Hiç bir demokratik ülkede, savaşa girmek ya da savaşı sonlandırmak, bir örgütle silahlı mücadeleyi sona erdirmek ya da yeniden başlatmak, bir hükumetin ya da kişinin siyasal gelecek hesaplarını temel alamaz." denildi.
Farklı siyasal görüş ve çevrelerden bir grup bilim, devlet ve siyaset adamı, barış, demokrasi ve çatışmasızlık için TBMM'yi göreve çağırdı. Konuyla ilgili yayınlanan bildiride, "Hiç bir demokratik ülkede, savaşa girmek ya da savaşı sonlandırmak, bir örgütle silahlı mücadeleyi sona erdirmek ya da yeniden başlatmak, bir hükumetin ya da kişinin siyasal gelecek hesaplarını temel alamaz." denildi.

Aralarında eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Prof. Dr. Mehmet Altan, Prof. Dr. Murat Belge, eski ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas, Yazar-Sosyolog Oya Baydar, Prof. Dr. Zafer Üskül ve Hukukçu Ümit Kardaş'ın da bulunduğu 30 aydın, bir bildiri yayınlayarak barış çağrısı yaptı. TBMM'yi tatil yapmak yerine, yaşanan olumsuzluklara karşı göreve çağıran aydınlar, iktidarı eleştirdi.

Yapılan çağrıda şu ifadelere yer verildi: "Hiç bir demokratik ülkede, savaşa girmek ya da savaşı sonlandırmak, bir örgütle silahlı mücadeleyi sona erdirmek ya da yeniden başlatmak, bir hükumetin ya da kişinin siyasal gelecek hesaplarını temel alamaz. Çünkü bu konular kişileri de, partileri de, siyasal hesap ve beklentileri de aşan, milletin tümünü ilgilendiren 'milli ve hayati' konulardır. Oysa bugün, siyasi süreçler geriye doğru okunduğunda, adına 'milli birlik ve kardeşlik süreci' de denilen 'çözüm süreci'nin, başlamasının da, sonlandırılmasının da yegane sebep ve dayanağının, İktidar Partisini vesayeti altına almış bir kişinin şahsi hesap ve hevesleri olduğu anlaşılıyor. Bu konuda baştan beri duyulan kaygılar, yaşanan son olaylarla da açıkça kanıtlanıyor.

Dün, çatışmasız bir Türkiye'nin kendisine daha büyük güç ve iktidar getireceğini düşünen kişi, "analar ağlamasın" diyerek bütün toplumdan destek isterken, bugün, çatışma ortamının azalan gücünü geri getireceği hesabını yapıyor ve gezi olaylarından bu yana çarpıcı örneklerini gördüğümüz gibi- anaların gözyaşı ile ilgilenmiyor." denildi.

Türkiye'nin barışı ve çatışmasızlığı her zamandan çok daha fazla gerekli kılan koşullarla karşı karşıya olduğunu belirti

Bu haberler de ilginizi çekebilir