Baransu'dan meslektaşlarına mektup

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Kasım 12 2015
Balyoz darbe planı belgelerini temin ettiği gerekçesiyle tutuklanan Gazeteci Mehmet Baransu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden meslektaşlarına mektup yazdı. Mektubunda cezaevinde çok zor şartlarda bulunduğunu anlatan, orada yaşadığı sıkıntıları dile getiren Baransu, 17 Kasım 2015 günü saat 14:00'da İstanbul Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davada meslektaşlarından destek istedi. Baransu meslektaşlarına, "Sesime ses olur musunuz? Bana güç vermek ister misiniz?" diye seslendi.
Balyoz darbe planı belgelerini temin ettiği gerekçesiyle tutuklanan Gazeteci Mehmet Baransu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden meslektaşlarına mektup yazdı. Mektubunda cezaevinde çok zor şartlarda bulunduğunu anlatan, orada yaşadığı sıkıntıları dile getiren Baransu, 17 Kasım 2015 günü saat 14:00'da İstanbul Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davada meslektaşlarından destek istedi. Baransu meslektaşlarına, "Sesime ses olur musunuz? Bana güç vermek ister misiniz?" diye seslendi.

Baransu'nun yazdığı mektup şöyle:

"Cezaevinde, bir hücrede ve zor şartlarda bu mektubu sizlere yazıyorum. Gönül isterdi ki her birinize ayrı ayrı mektup kaleme alayım. İnanın buradaki şartlarım o kadar zor ki. Hakkımda açılmış 50'nin üzerinde dava var. Soruşturması devam eden dosyaları saymıyorum bile. Tüm davaların 17-25 Aralık sonrası açılması da manidar. Elle yazıp, duruşmalara hazırlanmak, hapishanede savunma yapmaya çalışmak da zor ve güç.

Bu amaçla istedim ki genel bir mektup yazıp sizlerle duygularımı, düşüncelerimi paylaşayım. Desteklerinizi hissedip, hücremde güç bulayım.

Biliyorsunuz 01 Mart 2015 tarihinde Balyoz belgelerini savcılığa teslim ettiğim gerekçesiyle "devletin gizli belgelerini temin etme, çalma, tek başıma örgüt kurma " gibi suçlamalarla gözaltına alındım. Savcı ifademe bile başvurmadan beni tutuklamaya sevk etti. Bir gün sonra da tutuklandım. Daha önce de altı kez gözaltına alınmıştım. Operasyon bana doğru geliyordu ve sadece gazetecilik yaptığım için, hiç kaçmayı düşünmedim. Tutuklanma gerekçelerimden birinin "kaçma şüphesi" olması ise ironik bir durumdu.

Tam dört ay, 120 gün tek başıma hücrede tutuldum. Tecrit yöntemiyle yalnız bırakıldım. Kaşıksız yemek yemeye zorlandım. Su verilmediği gün oldu. 120 günün ardından kamuoyundan gelen tepki üzerine yanıma bir kişi verdiler. 9 aydır da F tipi bir odada kalıyorum.

Bu süreçte hem ben, hem eşim, hem de ailem zor günler geçirdik. Halen de bu zorluklar devam ediyor.

"Paralelciler" , B

Bu haberler de ilginizi çekebilir