Ben Geldim O Gitti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ocak 26 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, pazar günü yazısında hüzünlü bir hasreti ve çileli bir hicret öyküsünü köşesine taşıdı.



Ben Geldim O Gitti.
Kaşları destan gibiydi.
Polat ruhlu bir gençti.
Alnına dökülen siyah saçlarının harelediği yüzü, karanlık bir göğün altındaki dolunay gibi parlıyordu.
Otuzlu yaşlarında gösteriyordu.
 Gözleri, ay vurmuş derin kuyular gibi aydınlıktı.
İçindeki güneş sanki simasına vurmuştu.
Onu asıl güzel kılan ise kararlı ve soylu duruşu idi.
 Ben o duruşları çok iyi bilirim.
Hadiseler dalga dalga üzerine geldiğinde destansı bir hal alır.
  İki eliyle alnına dökülen simsiyah dalgalı saçlarını arkaya doğru tarayarak başlıyor, bilcümle hikayesini anlatmaya;
“Adım Hamza… Hamza Deniz,” dedi.
Üniversitede Kamu yönetimi okudum.
15 Temmuz gecesi bir arkadaşımla evde KPSS’ye çalışıyorduk.
Bir ara bir ses geldi.
 Apartmanda patlama oldu, sandık.
İkinci bir ses geldi.
 Çıkıp baktık.
Bir yerlerde kıyamet kopuyordu.
Televizyonu açtık.
Haberi görür görmez “eyvah bir şeyler dönüyor,” dedim.
Günler geçtikçe ülke harareti yükselen bir fırına döndü.
Bir mart sabahı daha gün doğmadan polisler evimize geldi. Beni alıp götürdüler.
Karakolda iki kişilik yerde on kişi kalıyorduk.
Yine şanslı sayılırdık.
 Bizden öncekiler 20 kişi kalmışlar. Betona karton sermişler ve bağdaş kurarak uyumuşlar.
 Bize çok baskı yaptılar.
Psikolojik baskılar, bağırmalar, çağırmalar…
 “Abileriniz kaçtı kurtuldu, sizi bırakıp gittiler. Siz de isim verin kurtulun. Siz kimi koruyorsunuz…”
Rabbim bizi kordu. Yanlış bir şey yaptırmadı.
“Kıdemli bir asker vardı. Bize sıkın dişinizi, tutuklanacaksınız ve rahat edeceksiniz,” di

Bu haberler de ilginizi çekebilir