'Beni hapsetmeye güçleri yeter ama...'

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 18 2017
Bunları bir hapishane hücresinde yazıyorum. Ama hapiste değilim. Ben bir yazarım. Ne bulunduğum yerdeyim, ne bulunmadığım yerde. Beni hapse koyabilirsiniz ama beni hapiste tutamazsınız.
Ahmet Altan'ın Britanya Yazarlar Cemiyeti'nin dergisi "The Author" için cezaevinde kaleme aldığı yazı şöyle:

Yazarın Paradoksu

Zenon çok tartışılan ünlü sözünde “Hareket eden bir cisim ne bulunduğu yerdedir ne bulunmadığı yerde” der.

Bu sözün fizikten ziyade edebiyata, daha doğrusu yazarlara ait bir söz olduğunu düşünürüm gençliğimden beri.

Bu satırları bir hapishane hücresinden yazıyorum.

“Bu satırları bir hapishane hücresinden yazıyorum” cümlesini hangi anlatıma katarsanız o anlatıma gergin bir dirilik, karanlık ve gizemli bir âlemden gelen ürkütücü bir ses, dirençli bir mazlumun yiğit duruşu ve pek de gizli olmayan bir merhamet çağrısı eklenir.

İnsanların duygularını sömürmek için kullanılabilecek tehlikeli bir cümledir.

Ve yazarlar insanların duygularına dokunmak söz konusu olduğunda cümleleri kendi amaçlarına alet etmekten kaçınmayabilirler.

Sadece bu amacın anlaşılması bile o cümleyi yazana bir merhamet duyulmasına yeter.

Ama durun; benim için merhamet trampetlerini çalmadan önce size anlatacaklarımı dinleyin.

Evet, bir ıssızlığın ortasındaki yüksek güvenlikli bir hapishanede tutuluyorum.

Evet, kapısı demir şakırtılarıyla açılıp demir şakırtılarıyla kapanan bir hücrede kalıyorum.

Evet, yemeklerimi kapının ortasındaki bir delikten veriyorlar.

Evet, volta attığım küçük taş avlunun üstü bile çelik kafeslerle kaplı.

Evet, çocuklarımla avukatlarımdan başkası ile görüşmeme izin yok.

Bu haberler de ilginizi çekebilir