'Benliğimizi ve ruhumuzu saran bayram'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Haziran 15 2018
''Mü’minler, bilhassa bu günlerin gecelerini, günahları yıkayacak, marziyât-ı ilâhîyeye yaklaştıracak, namazları Allah’ı görüyor şuuruyla ikâme edip, O’na en yakın olunan secde halinde; ‘Tesbih ederim yüce Rabbimi; her çeşit kusurdan münezzehdir O! ’ zikirlerini, “Ey bizim kerîm Rabbimiz, bize hidâyet verdikten sonra kalplerimizi saptırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz bağışı bol olan Vehhab Sensin Sen! (Ali İmran- 8) ’ duâlarını ve başka bilinen duâları bol bol yapmalıdırlar. Allah’a, her türlü şerirlerin şerrinden, şeytan ve nefs-i emmârenin, zâlim ve münâfıkların tuzaklarından koruması adına yalvarıp yakarmalı, âcizliklerini, sıfır olduklarını, hiçliklerini Allah’a karşı ifâde etmelidirler. ''
'Benliğimizi ve ruhumuzu saran bayram'
Mehmet Ali Şengül / samanyoluhaber.com

Rahmetiyle, mağfiretiyle ehl-i îmanı Firdevslere hazırlayan, Allah’ın rahmetinin sağanak sağanak üzerimize döküldüğü, mânevî atmosferinin ruhumuzu okşadığı mübârek ay Ramazan-ı Şerif, içimizde hüzün bırakarak ayrıldı.

Ehl-i îmanın uhrevîleşmesini temin eden, şer düşüncelerin önünü kesen, bizlere huzur iklimini tattırıp mânevî bahar mevsimi yaşatan;  oruç, terâvih namazı, iftar, sahur, muhtevâyı anlama niyet ve gayretiyle okunan mukâbeleler, sohbetler, zikir ve fikirler, ziyâretler, hizmetler, zekât, sadaka, sadaka-i fıtır ile fakirlerin, gariplerin, yetimlerin imdâdına koşulan, insî ve cinnî şeytanları çatlatan, yapılan hayır ve hasenâtın coşkulu bir şekilde hayâta yansımasına vesile olan Ramazan-ı Şerif, içimizde ayrılık ateşini yakıp hüzün bırakarak gitti.

Ramazan-ı Şerif; kalblere inşirah vererek, ümitle coşturarak, bir meltem esintisiyle, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiç kimsenin tahayyül ve tasavvur edemediği sürpriz nimetlerin vâdedildiği, ölümsüz ve ebedî âlemin güzelliklerini ruhlara üfleyerek ve ömrü olanlara, ‘seneye tekrar buluşmak üzere’ diyerek vedâ etti. 

Bütün bunları ve daha nice güzellikleri insanlığa kazandıran, ilâhî rahmetin, af ve mağfiretin gönülleri yıkayarak, âhiret hesâbına yatırım yapma fırsatının yakalandığı; rahmet, mağfiret ve günahlardan arınma imkanı kazandıran ve Allah’ın husûsî lütuflarının ruhları sardığı bu atmosferle, her ne kadar hüzünlü de olsa Allah (cc) bayrama kavuşmayı lütfeyledi. 

Sevincin, sevginin en uygun mevsimi, neş’e ve sürur günü olan bayramı yine hüzünle kutluyoruz. Çünkü dünyânın bir çok yerinde husûsiyle ülkemizde; parçalanmış aileler, mağdur, mazlum, mahkum durumda bulunan boynu bükük, gözü yaşlı, yetim, özürlü ve buruk hale getirilen insanlar olduğunu,değişik sebeplerden vefât eden kardeşlerimizi görmekteyiz. Bu nedenle idrak ettiğimiz bu bayramda&nb

Bu haberler de ilginizi çekebilir