'Bindiğin geminin sahiplerinin gözünde hep kılıç artığı olarak kalacaksın'

Devlet Bahçeli'nin Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi için kullandığı kılıç artığı ifadesi önemli bir zihniyeti ele veriyor. Selvi'nin canla başla mücadele ettiği AKP'nin kol kola girdiği statüko için Selvi gibileri her zaman kılıç artığı olarak görülecek görünüyor.

SHABER3.COM

Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, bu detaya dikkati çekerek Selvi'nin ablasının daha önce verdiği röportaja atıfta bulundu

(...)
MHP lideri Bahçeli’nin AKP’ye yakın köşe yazarlarından Abdülkadir Selvi’ye peş peşe sıraladığı hakaretlerin arasında en çok dikkat çeken ve en çok gözden kaçan bir kelime vardı; “kılıç artığı”. Kan dondurucu bir nefret söylemiydi bu. Bahçeli, aslında Selvi’nin kökenini vurguluyordu; Alevi. Her ne kadar Abdülkadir Selvi, kökenlerinden uzak kalmayı tercih etse de hatta aile bağları bu nedenle kopsa da Bahçeli için onun Alevi doğması yeterliydi. Kılıç artığı, Türkiye’de iki kesim için kullanılır. Biri Ermeniler, diğeri de Aleviler. Kırımlardan, soykırımlardan kurtulanları, hayatta kalanları aşağılamak için söylenir. Tabii bir yanıyla da soykırımı kabul etmek anlamına gelir ki Bahçeli’nin partisi soykırımları inkâr eder. Bahçeli’nin bu sözünü duyanlar Selvi’nin Ermeni mi yoksa Alevi mi olduğunu çıkaramadılar haliyle. Çok da gerek yoktu aslında. Bahçeli bir nefret suçu işlemişti. Selvi, buna ne yanıt verecek diye merakla dün ne yazdığına bakanlar olmuştur. Ona yapılan hakaret kadar Selvi’nin “savunma”sı da iç acıtıcıydı.

Etnik kimliği nedeniyle yapılan saldırıya dedelerinin adını ki birinin Osman, diğerlerinin Hasan ve Hüseyin olduğunu, “bu vatan için şehit” olduklarını söyledikten sonra “Oğuz Türklerindenim” deyiveriyordu. Selvi’nin ablası Fatma Kaya, iki yıl önce “Onu gördüğümde televizyonu kapatıyorum” diyerek kızmıştı. Dedelerinin Dersim ve Erzurum Horasan’dan sürgün ile Sivas Yıldızeli’ne geldiklerini anlatmış ve “İstanbul’a taşınmadan önce Sivas Yıldızeli ilçesinde yaşıyorduk. Alevi olduğumuz için büyük baskılar gördük. Dedem sürgün sırasında cesetleri üzerine kapatarak, ölü taklidi yaparak kurtulmuş ve Sivas’a gelmiş. Biz böyle dedelerin torunlarıyız. Kardeşim Gülami Selvi, Deniz Gezmiş’in arkadaşıydı. 11 yıl cezaevinde kaldı. Gezmiş’ler, Sivas’a geçerken babamın evinde kaldı. Babamı işten çıkardılar” demişti. Tüm bunları yaşayan bir ailenin çocuğu olarak Selvi’nin AKP’nin gemisine binmesineydi kızgınlığı. “Aleviyiz, solcuyuz, değerlerimize bağlıyız. Abdülkadir senin derdin ne” diyordu. Abdülkadir Selvi’nin derdi belliydi aslında ama görünen o ki ne yaparsa yapsın binmeye çalıştığı geminin gerçek sahiplerinin gözünde o hep “kılıç artığı” olarak kalacak.
<< Önceki Haber 'Bindiğin geminin sahiplerinin gözünde hep kılıç artığı... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER