Bir adliye muhabirinin başına gelenler

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Şubat 7 2017
İsveç merkezli düşünce kuruluşu Stockholm Center for Freedom’ın Ocak sonunda yayımladığı rapora göre cezaevinde 191 gazeteci bulunuyor. 92 gazeteci hakkında da arama kararı bulunmakta. Sınır Tanımayan Gazeteciler adlı uluslararası kuruluşun 2016 raporuna göre, Türkiye basın özgürlüğü açısından özgür olmayan ülkeler arasında yer alıyor. Dünya’da hapisteki gazetecilerin yarısından fazlası Türkiye’de bulunmakta. Ayşenur Parıldak, 15 temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen başarısız darbe girişiminden sonra tutuklanan gazetecilerden biri.
Bir adliye muhabirinin başına gelenler
BİR ADLİYE MUHABİRİNİN BAŞINA GELENLER! 

11 Ağustos 2016 tarihinden beri cezaevinde olan Ayşenur Parıldak’ın ismini kamuoyu en son Cumhuriyet Gazetesi’ne yazdığı mektup ile duymuştu. Parıldak mektubunda kendisine yapılan kötü muameleden ve tacizden bahsetmiş, cezaevinde unutulmaktan korktuğunu söylemişti.

Tr724’ün ulaştığı bilgilere göre, Parıldak, 80 gün boyunca müebbet hapse mahkum olanların kaldığı tek kişilik hücrede kalmış. Şu an gündüz saatlerinde diğer mahkumlarla bir araya gelmesine izin veriliyor. Ancak saat 17’den sabaha kadar tekrar tek kişilik hücresine konuluyor.

Parıldak, hapisteki diğer meslektaşlarından birazcık şanslı kabul edilebilir. Çünkü haklarında iddianame hazırlanması çaresizce bekleyen onlarca gazeteciden farklı olarak bu hafta Ankara adliyesinde hakim karşısına çıkacak. Parıldak, 15 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.

Savcı, suçtan bahsetmemiş

iddianame parildakTr724, Ayşenur Parıldak’ın iddianamesine ulaştı ve iddianamedeki iddiaları inceledi. 7 sayfalık iddianamede Savcı İdris Ünal, Parıldak’ın silahlı terör örgütüne üye olduğunu iddia ediyor. Delil olarak da sosyal paylaşımlarını ve para hareketlerini gösteriyor. Savcı “subjektif haber” yapmakla suçladığı Parıldak’ın hangi haberinin suç teşkil ettiğine ise yer vermemiş.

Bilindiği gibi hükümetin kontrollündeki mahkemeler bir sivil toplum hareketi olan Hizmet Hareketi’ni bir terör örgütü olarak tanımlıyor. Hizmet hareketi ile iltisaklı herkesi terör örgütü üyesi olarak görüyor. Hükümet, 15 temmuz darbe girişiminden hizmet hareketini sorumlu tutuyor. ABD’de yaşayan Fethullah Gülen uluslararası bir komisyonun darbe iddialarını araştırmasını önermiş ancak bu teklif hükümet tarafından cevapsız kalmıştı. Avrupa Birliği İstihbarat Merkezi (Intcen)’in raporunda darbe teşebbüsünün arkasında Gülen olmadığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tasfiyeler için önceden haberini aldı

Bu haberler de ilginizi çekebilir