Bir Muhabbet Mimarı’nın Ardından: Thomas Michel’i Yâd Ederken

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Kasım 25 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz vefatının ardından, Hizmet Hareketi ve diyalog çalışmaları açısından önemli bir yeri olan Thomas Michel'i, onun müstesna yerini ve hizmetlerini köşesine taşıdı.

Bazen Hak Teâlâ, kullarına bir lütuf olarak öyle kullar gönderir ki, onların varlığı bile insanın içinde bir sükûnet, bir güven, bir ümit kapısı açar. İnsana iyiliği hâliyle öğreten gönül erleri… Thomas Michel işte o insanlardandı. Hem Hristiyan geleneğinin derinliklerinden gelen bir bilgelik hem de insanlığın müşterek vicdanını temsil eden bir zarafet vardı onda.

Ailesine, dostlarına, onu tanıyan herkese ve elbette bu ayrılığın hüznünü derinden hisseden Hizmet gönüllülerine sabır ve teselli diliyorum.

Başımız sağ olsun.

Onu ilk tanıdığınızda bile kalbinizde bir ferahlık oluşurdu; konuşurken değil, dinlerken öğretirdi; hükmederek değil, anlayarak yakınlaşırdı. Bu sebepledir ki, tanıyan herkesin gönlünde müstesna bir yer edindi.






Hocaefendi’nin defalarca ifade ettiği gibi, insanlığın bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey “muhabbet iklimi”dir. Thomas Michel bu iklimin içinde yetişmiş, onu bütün dünyaya taşıyan bir temsilcisiydi, mimarıydı. Onunla oturanlar bilirler: Bir insanı dinlerken gösterdiği teslimiyet, bir kalbi incitmemek için seçtiği kelimeler, farklı inançların olduğu bir mecliste hissedilen o derin hürmet… Bunların her biri, onun iç dünyasının, Rabbine olan samimiyetinin yansımalarıydı.

Son mesajında, Chiang Rai’den gönderdiği o mütevazı cümlelerle bizlere bir ders daha verdi:

“Biz Hristiyanlar da tıpkı Müslümanlar gibi ölümden korkmayız; çünkü bizi seven Tanrı’ya döndüğümüzü biliriz.”

Ne kadar sade, ne kadar hakikatli, ne kadar insanın yüreğine dokunan bir teslimiyet… Bu, bir vedadan ziyade “Rabbine yürüyüşün huzurunu” anlatıyordu. Hem de nefsi değil, gönlü konuş

Bu haberler de ilginizi çekebilir