Bizim İller Sensiz

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Kasım 3 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, bu haftaki yazısını uzun yıllar yol arkadaşlığı yaptığı muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ayırdı.



Düşte miyim yoksa hülyalı bir düşüncede mi, ben de bilmiyorum. 
Neden buradaydım, buraya nasıl geldim; bilmiyorum. 
Mehtap, görünen her şeyi yumuşatıyor, hülyalaştırıyor, güzelleştiriyor.
Gözüme ilişen her bir eşya, her bir nesne bana derin bir hüzün veriyor. 
Bu kutlu mekânın her köşesi Hocaefendi’yi hatırlatan hatıralarla parlıyor. 
Hüznün merkezi hasır serili bir oda…
Hazan rüzgarları burada çığlık çığlığa…
Bir çalışma masası...
 Masanın üzerinde açık duran Kur’an ve yanı başında bir gözlük... 
Mini bir gardrobun içinde lacivert bir ceket, bir cübbe, bir iki gömlek…
Tek kişilik bir yer yatağı…
Kıbleyi gösteren kiremit rengi motiflerle bezeli bir seccade…
Bir çift içi tüylü oda ayakkabısı…
Hasır odanın sahibi bir yerlere gitmiş de hemen gelecek gibi bir hal var.
Yüreğim bir yanardağ gibi.
 Ateşe düşmüş bir yaprak gibi kavruluyorum. 
Burası mekândan ziyade bir insan gibi...
Üzülen, sevinen, heyecanlanan, bağrında umut taşıyan, acı taşıyan, hayalleri, sevdaları, hasretleri olan bir insan… 
Büyük salonun duvarlarında ışıklarla derinleştirilmiş dünya haritası, Istırap Şiiri, Medine’nin Gülü, Şemail-i Şerif tabloları... 
Birden ışıklı tabloların birinden bir pencere açılıyor.
Hocaefendi’nin hayatı bir

Bu haberler de ilginizi çekebilir