Böylesi tek parti döneminde bile görülmedi!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ağustos 28 2017
''2002'de iktidar olan AK Parti hükümeti, üçüncü döneminden itibaren medyayı sıkı biçimde kontrol altına aldı. Halk Bankası Genel Müdürü'ne, "Maaşları ödeyemiyorum. Oradan 2 milyon lira gönder Süleyman." diyen yayın yönetmenlerinin olduğu yeni bir medya düzeni kuruldu! Böylesi tek parti döneminde bile görülmemişti! ''
Cumhuriyet’in ilk yıllarında gazeteciler devlet memuruydu. İlk görevleri, yeni Türkiye ideolojisini kitlelere anlatmak ve rejim düşmanlarını yok etmekti. Gazete Patronları tek partinin parçasıydı. Mesela Hakkı Tarık Us (Vakit, 1917) ve Yunus Nadi(Cumhuriyet, 1924) aynı zamanda CHP milletvekiliydi. 

1925’te çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile gazete sahibi olmak belli esaslara bağlandı. ‘Ülke güvenliği ve millî çıkarlara aykırı yayın yapıyor’ denilerek muhalif gazeteler kapatıldı. Farklı görüşteki gazeteler, ‘zehirli yılan yuvası’, ‘vatan haini’ ve ‘rejim düşmanı’ muamelesi görüyordu. Gazeteciler takibe uğruyor, açılan davalar ağır hapis cezalarıyla sonuçlanıyordu. 

1931’de çıkarılan Basın Kanunu, gazeteleri tek partiye ( Cumhuriyet Halk Partisi) bağladı. ‘Millî Şef’ İsmet İnönü’nün her ziyareti ve her sözü birinci sayfadan fotoğraflı girmek zorundaydı. Aksi halde basın yayın müdürlüğünden gelen bir telefonla gazeteler kapatılıyordu! (Günümüze ne kadar benziyor. AEP) 

1950'de Demokrat Parti (DP) yeni Basın Kanunu, matbuata biraz nefes aldırdı! Yeni gazete ve dergiler yayın hayatına girdi. Ancak DP’nin üçüncü döneminde basına karşı yine sert tedbirler alındı. Pek çok gazeteci hakkında davalar açıldı, bir çoğu hapse atıldı.

27 Mayıs 1960’ta DP'yi ikiitidardan indiren Cuntacılar, askerî müdahalenin meşru ve haklı olduğunu gösterebilmek için basını kullandı. Millî Birlik Komitesi, gazetecileri yuvarlak masada toplayıp darbe yönetimine bağlı olacaklarını taahhüt eden ortak bildiri imzalattı. Darbe yönetimi ile işbirliğine giren gazetecilerin önü açıldı. Bazıları yurtdışına ataşe olarak gönderildi, bazıları milletvekili oldu, bazıları kurucu meclis üyeliğine seçtirildi. DP’li gazeteciler ise tutuklandı, Zafer’in yazı işleri katı boş kaldı. Matbaasındaki kâğıtlarına el kondu ve Akis'e verildi! 

Kamuoyu, andıç adını ilk defa 28 Şubat sürecinde duydu; ancak 27 Mayıs’tan h

Bu haberler de ilginizi çekebilir