Önce Bıyıklarını Kesmeliydi!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Nisan 20 2020
Geçen hafta Pazar günü, İçişleri Bakanı'nın lisedeki kırılgan aşk acemiliklerini andıran komik istifa girişimini duyduğumda, haftalık yazımı yazmış ve sayfa editörüne çoktan göndermiştim. Hala yayınlanmadığı için değiştirme imkanım vardı. Türkiye'de bir kaç saat içinde başlayıp biten istifayı umursamadığım için yazıyı değiştirme ve gündemi yakalama telaşına da düşmedim. İyi de etmişim! Beceriksiz siyasetçilerin özgül ağırlıklarını test etmek için fazla aceleci olmaya gerek yok. 

Havadan nem kapan piyasalar bile böylesi bir istifayı umursamadı. Sayın Bakan'ın piyasa değeri işte bu kadar. Biraz ağır ama, iktidara bağlı siyasetçiler, gavur parasıyla bile beş para etmiyorlar. Amerikan Dolar'ı, kutuplardaki Penguenlerin hapşırmasından etkileniyor, İçişleri Bakanı'nın istifasına burun kıvırıyor. Çok acı! Bunu benden duymuş olmayın.

Sayın İçişleri Bakanı, mevcut siyasi hayatın en renksiz tiplerinden birisi olduğu için, ironi ve espri gibi ucuz malzemenin ötesinde bir şey üretme becerisine sahip değil. Sadece bu açıdan bile Saray Kabinesinde bulunmalı. Komik istifa girişiminden sonra, eğim kazandırdığı tek şey siyasi hayatının katlanılmayacak kadar banallaşması olacak. İstifası kabul edilseydi, bundan sonraki yazı tecrübelerimizde, mizah ve espri teşnisinde önemli bir eksiklik olacaktı. Sahnenin dışına düşmüş döküntülerle uğraşmama gibi bir prensibimizi açık edelim. Korktuğumuz olmadı. Bizimki de iş mi hani? Koyun can derdinde, kasap et!

Hafta başındaki değerlendirmelerin tamamı, samimiyetsiz ve abartılıydı. Bakanı siyaset adamı sayan Saray Beslemelerinden tutun da, “İçişleri Bakanı yerini sağlamlaştırdı!” rüşvetlerini bonkörce kullanan Saray soytarılarına kadar uzanan geniş bir daire. Onlar, her durumda Saray'ın galibiyetini ilan etmek üzere programlanmışlardı. Koltuk değneği milliyetçi genel başkan bile duruma sahip çıktı. Bundan ötesi var mı? 
<

Bu haberler de ilginizi çekebilir