Bu sefer Almanlar uyardı: İstanbul için 7 büyüklüğünde deprem beklentisi

Okuma Süresi 6 dkYayınlanma Pazartesi, Aralık 15 2025
Türkiye'deki deprem hareketliliğini izleyen Almanya'nın Potsdam kentinden araştırmacılar, İstanbul'da Prens Adaları bölgesinde 7 büyüklüğünde deprem riskine işaret ediyor.
Bu sefer Almanlar uyardı: İstanbul için 7 büyüklüğünde deprem beklentisi

Uzun yıllardır Türkiye'deki deprem hareketliliğini izleyen Potsdamlı araştırmacılar İstanbul'da deprem beklenen bölgeleri açıkladı. Özellikle İstanbul'un güneyindeki Prens Adaları segmentinin büyük ölçüde "kilitli" durumda olduğunu kaydeden uzmanlar, bu bölgede 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelme olasılığını yüksek görüyor.


Merkezi Almanya'nın Potsdam kentinde bulunan GFZ Helmholtz Jeofizik Araştırma Merkezi öncülüğündeki araştırmaya göre, İstanbul'un güneyinde tektonik gerilimler artmaya devam ediyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda kentte büyük bir deprem yaşanma ihtimalini artırıyor.


DW Türkçe'de yer alan habere göre GFZ'den Patricia Martinez-Garzon liderliğindeki çalışma grubu, 23 Nisan 2025'te Marmara Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremden yola çıkarak ayrıntılı bir çalışma başlattı. Araştırmacılar, bölgede yer altındaki olayları değerlendirmek için 2007'den bu yana meydana gelen depremleri detaylı şekilde inceledi ve vardıkları sonucu "Science" adlı bilim dergisinde bir makale olarak yayınladı.


Plakalar kayıyor ve kayarken takılıyor

Marmara Denizi'nde Kuzey Anadolu Fay hattının batı kısmını oluşturan Marmara Fayı bulunuyor. Bu bölgede küçük Anadolu Plakası, büyük Avrasya Plakası'nın yanından batı yönünde kayıyor. Kaya türüne bağlı olarak ise iki plaka, fayın farklı kesimlerinde farklı derecelerde birbirine takılıp kalıyor.


Sismik aktivitenin daha düşük olduğu bölgelerde, zayıf takılmalar hafif ve neredeyse hissedilmeyen depremlerle çözülürken; kırılma yüzeylerinin çok pürüzlü olduğu bölgelerde takılmalar daha güçlü oluyor ve bu da daha büyük gerilimlerin birikmesine yol açıyor.


Tam da böyle bir bölge, İstanbul'un güneyindeki Prens Adaları olarak da bilinen Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası gibi yerleşime açık takımadanın altında yer alıyor.


Potsdamlı uzmalar, bölgede 2007 ile 2025 yılları arasındaki dinamikleri ve artçı deprem modellerini incelerken, 5 ve üzeri büyüklükte sarsıntı meydana gelme eğiliminin dikkat çekici boyutta olduğu sonucuna vardı.


2011'de Marmara Denizi'nin batı kesiminde 5.2, 2012'de 5.1 büyüklüğünde deprem yaşandığı saptanırken, 26 Eylül 2019'da Marmara'nın merkezinde 5.8 büyüklüğünde bir deprem, bu yıl da buna yakın büyüklükte 6.2'lik bir sarsıntı olduğunu kayda geçti.


İstanbul'daki deprem olasılığı ve bölgedeki tektonik hareketliliği inceleyen çalışmanın yöneticisi Martinez-Garzon, "Sonuç, Marmara Fay Hattı'nın kısmen faaliyete geçmesi, doğuya doğru, İstanbul'un güneyinde kilitlenmiş olan Prens Adaları segmentine doğru ilerlediğini gösteren uzun vadeli bir gelişmeyi işaret ediyor" diye kaydetti.


Neden Prens Adaları bölgesinde deprem bekleniyor?

Marmara Denizi'nin batı ve orta kısımlarında ölçüm cihazları çok sayıda küçük büyüklükte deprem kaydetti; bu, sismik gerilimlerin nispeten kısa bir süre sonra çözülmesine işaret olarak yorumlanıyor. Son beş yılda, 6.2'lik depremin merkez üssünün biraz doğusunda çok sayıda küçük deprem meydana geldi.


Bunun aksine daha doğuda, Prens Adaları'nın altında ise neredeyse hiç deprem olmadı. Bilim insanlarına göre bu durum, İstanbul'un güneyinde, yer altında büyük tektonik gerilimlerin biriktiği anlamına geliyor.


Araştırma ekibinde yer alan uzmanlardan Marco Bohnhoff, "Marmara Fayı'nın kritik derecede yüklü olduğunu kabul etmek gerekiyor" diyor ve Nisan ayında meydana gelen depremin bu birikimde sadece sınırlı bir rahatlama sağladığını belirtiyor.


"Marmara Fay Hattı, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın 1766'dan beri 7 ve daha büyük bir depremin yaşanmadığı tek bölüm" diyen Bohnhoff, bu nedenle bir sonraki güçlü depremin, İstanbul'un güneybatısı veya güneyinde meydana gelebileceği tahmininde bulunduklarını kaydediyor. Bohnhoff, "Bu, 6 büyüklüğünde bir deprem olabileceği gibi, daha büyük bir depremi tetikleyecek bir öncü deprem de olabilir" değerlendirmesini yapıyor.


Daha fazla gerçek zamanlı veri gerekli

İstanbul'un doğusunda yer alan Gölcük'te, 1999 yılında 7.4 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmiş, resmi  kayıtlara göre 18 bin kişi hayatını kaybetmişti. 15 milyondan fazla nüfusa sahip bir metropol olan ve sayısız turisti çeken İstanbul ve çevresinde benzer büyüklükte bir depremin çok yıkıcı etkileri olabileceği bilindiğinden büyük endişe yaratıyor.


Bu nedenle de Potsdamlı araştırmacılar, Marmara Denizi altındaki sismik faaliyetin daha iyi izlenmesi ve gerçek zamanlı veri gerektiğinin altını çiziyor. Çalışmanın yazarları, "Deniz altı fayı boyunca sismik izleme sistemlerinin iyileştirilmesi ve halihazırdakilere ek sondaj istasyonları kurulması gerektiğini" vurguluyorlar.

Bu haberler de ilginizi çekebilir