Buldan: Kürt sorunu sizin gibi çok rejim ve yönetim gördü

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Tayyip Erdoğan'ın, "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik" açıklamasına tepki gösterdi.

SHABER3.COM

Buldan, "İnkâr siyasetinin bugünkü temsilciliğini yürüten AKP iktidarı da bilmelidir ki, Kürt sorunu sizin gibi çok rejim ve yönetim gördü. Gelmiş geçmiş iktidarlar hep aynı yolu izledi. İnkâr ettiler, yok saydılar, çözüm üretmediler. Ama sonunda çözülen kendileri oldu. Bugün hiçbirinin esamesi dahi okunmamaktadır. AKP iktidarı da aynı yolun yolcusudur. Kadınlar onları gönderecektir" dedi.

Demokratik Yerel Yönetimler Kurulumuz TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi’nde Yerel Yönetimler Kadın Konferansı düzenliyor. Kadın seçilmişlerin ve belediye eşbaşkanlarının katıldığı konferansta kadınların mücadelesini anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu tarafından TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi’nde düzenlenen Yerel Yönetimler Kadın Konferansında konuştu. Kadın seçilmişlerin ve belediye eş başkanlarının katıldığı konferansta kadınların mücadelesini anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Pervin Buldan güncel gelişmeleri de değerlendirerek şunları söyledi:

"Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımız, sevgili kadınlar ve değerli basın emekçileri; konuşmama başlamadan evvel her birinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Mêvanên hêja, jinên delal ez we hemûyan bi dil u can silav dikim. Hun hemû bixêr hatin. Ser çavan û serseran hatin.

Yine demokratik yerel yönetimler modelimizin, eşit temsiliyet ilkesinin, eşbaşkanlık sistemimizin emektarı bütün kadınları, eşit yaşamın mimarlarını buradan en içten duygularımla selamlıyorum. Yürüttükleri demokratik kadın mücadelesi nedeniyle sürgünde ve cezaevinde bulunan, mekân ve zaman gözetmeksizin her an her koşulda mücadeleye omuz veren bütün kadın yoldaşlarımıza yürek dolusu sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Yürüttüğümüz bu tarihsel mücadelede yaşamını yitiren bütün kadın yoldaşlarımızı, yakın zamanda faşist bir katliamda yitirdiğimiz Sevgili Deniz Poyrazımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Anılarına olan bağlılığımız ve mücadele sözümüz ile yol alacağız, ortak kadın hayalimizi mutlaka gerçekleştireceğiz.”

“Darbeci kayyım rejimiyle bütün ülkeyi kuşatanlar hukuku askıya almanın yolunu açtılar"

HDP’li belediyelere atanan kayyımları bir kez daha  protesto eden Buldan, “Hep söyledik, yine söylüyoruz: Kayyım rejimi; demokrasiye yöneltilmiş bir darbe girişimidir, Kürt halkının iradesine yönelik bir darbedir, eşbaşkanlık sistemine karşı bir darbe girişimidir, 12 Eylül’ün darbe ruhunu kayyım rejimiyle ayakta tutma ve sürdürme çabasıdır” dedi.

Buldan şöyle devam etti:

“Darbeci kayyım rejimiyle bütün ülkeyi kuşatanlar hukuku askıya almanın yolunu açtılar. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve eş başkanlık sistemini suç sayarak, demokratik siyaseti tasfiye etmeyi hedeflerine koydular. Kadın seçilmişleri görevden uzaklaştırıp tutuklayan, kadın kurumlarımızı kapatan, kadın mücadelesini her türlü hukuk dışı baskıyla engellemeye çalışan zihniyetin hedefi bu ülkede faşizm koşullarını kalıcı hale getirmek ve erkek iktidar düzeninin devamını sağlamaktır. Bu sürecin devamı olarak İstanbul Sözleşmesini feshettiler ve kadınları güvencesizlik, şiddet ve ölümün kıskacına aldılar. Kadınların binbir emek ve mücadeleyle elde ettiği demokratik kazanımları tartışma konusu haline getirip bu mevcut yasaları dahi uygulamama yoluna gittiler.

Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu krizlerin, çöküşün, çürümenin, yozlaşmanın nedeni; tekçi, merkeziyetçi, rantçı, talancı, soyguncu yönetim zihniyetinin politikalarıdır. Yolsuzluğun, çeteleşmenin, hukuk dışılığın nedeni; kadının değişim gücünü engellemeye ve bastırmaya yönelik iktidar politikalarıdır. İşte tam da ifade ettiğim bu sebeplerle açıkça söylüyoruz ki kayyım darbesi tüm kadınlara karşı işlenmiş bir suçtur. Siyasal şiddettir aynı zamanda! Ve bu suça karşı biz tüm ülke kadınları ve hatta dünya kadınları olarak sözümüzü, gücümüzü, mücadelemizi birleştirerek karşı duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz.”

"Ortada çözülen bir şey vardır ama bu Kürt sorunu değildir, çözülen şey bu iktidardır"

Buldan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun çözüm için HDP’yi işaret ettiği Kürt sorunuyla ilgili de konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Böyle bir mesele yok, biz bu işi çoktan çözdük, bitirdik” açıklamasını hatırlatan Buldan, “Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu dahi çözmekten aciz olan iktidar, Kürt sorununu çözdük diyor. Evet, bu aymazlığı bir kez daha gördük. Ortada çözülen bir şey vardır ama bu Kürt sorunu değildir. Çözülen şey, bu iktidardır, bu iktidarın zihniyeti ve talan düzenidir” dedi.

"İnkar ettiler, yok saydılar sonunda kendileri çözüldüler"

“Evet, bu ülkede Kürt sorunuyla birlikte aynı zamanda bir de AKP zihniyeti sorunu vardır. Tabii ki her ikisi de çözülecektir, demokrasiyle çözülecektir. HDP, Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkenin en temel sorunlarının temel çözüm gücüdür. HDP fikriyatı; demokrasinin, adaletin, barışın, özgürlüklerin, eşit yaşamın garantisidir, umudu ve cesaretidir” diyen Buldan şöyle devam etti:

“İnkâr siyasetinin bugünkü temsilciliğini yürüten AKP iktidarı da bilmelidir ki, Kürt sorunu sizin gibi çok rejim ve yönetim gördü. Gelmiş geçmiş iktidarlar hep aynı yolu izledi. İnkâr ettiler, yok saydılar, çözüm üretmediler. Ama sonunda çözülen kendileri oldu. Bugün hiçbirinin esamesi dahi okunmamaktadır. AKP iktidarı da aynı yolun yolcusudur. Kadınlar onları gönderecektir.

“Demokratik siyaseti güçlendirerek tecridi de aşacağız”

Toplumsal barış, Kürt sorununun diyalog ve müzakere yoluyla demokratik çözümü, herkes için adalet, herkes için demokrasi bu ülkenin bugün acil gündemidir. Bu temel sorunlara hep birlikte demokratik siyasetle, toplumsal mutabakatla kalıcı ve adil çözümler üreteceğiz. Evet, tüm sorunların çözüm yolu demokratik siyasettir. Tecrit başta olmak üzere bu ülkede yaşanan tüm hukuksuzlukların, yasakların ve baskıların amacı demokratik siyaseti çözüm aracı olmaktan çıkarmaktır. İşte bu politikanın karşısında durmanın yolu da demokratik siyaseti her zamankinden daha fazla ısrarla ve inatla güçlendirmekten, büyütmekten geçmektedir.”

<< Önceki Haber Buldan: Kürt sorunu sizin gibi çok rejim ve yönetim gördü Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER