'Bülent Ecevit'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Kasım 25 2019
''1988’de Zaman Gazetesinde çalışmaya başladığımda o günlerde yazarımız olan merhum Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’la görüşürdük. Orta Asya’da okullarımız açılmaya başlayınca Yalçıntaş Hocamız bize, “Bu okulları Bülent Beye bir anlatabilseniz, o bu çeşit faaliyetlerden çok memnun olacaktır!” demişti.''
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com
Bülent Ecevit

Rahmetli Bülent Ecevit’i  ilk defa 1964 veya 1965 senesinde Uşak’ta gördüm. O zaman İzmir’de İmam-Hatip Okulunda öğrenciydim. Tatillerde memleketim Kütahya’ya giderken trenle Uşak’a kadar varıp, orada ilk öğretim müfettişi olan büyük dayıma uğruyordum. O, Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri okuyordu. Bir seferinde, “ortanın solunu” anlatmak için Uşak’a Bülent Ecevit gelmişti. Dayımla onu dinlemeye gittik. Hitabeti güzeldi…

1988’de Zaman Gazetesinde çalışmaya başladığımda o günlerde yazarımız olan merhum Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’la görüşürdük. Orta Asya’da okullarımız açılmaya başlayınca Yalçıntaş Hocamız bize, “Bu okulları Bülent Beye bir anlatabilseniz, o bu çeşit faaliyetlerden çok memnun olacaktır!” demişti. O günlerde anlatabilmek pek mümkün olmadı ama, herkesle diyaloglar başlayınca, M. Fethullah Gülen Hocaefendi ile görüşme imkanları doğdu.

Faruk Mercan’ın M. Fethullah Gülen (Allah Yolunda Bir Ömür) isimli kitabında bu görüşmelerden bahsediliyor.

Emekli Binbaşı Bekir Salim Bey “Rahmetli Ecevit” başlıklı yazısında şöyle diyor: 

DSP Milletvekillerinden çok yakın bir dostum anlatmıştı:
“Bekir, bir heyet hâlinde Kazakistan’a gitmiştik. Daha uçaktan iner inmez, senin gibi yumurta suratlı (nur yüzlü diyemiyor da…) birkaç tane delikanlı etrafımızı sardılar: ‘Sayın Vekilim burada Türk Okullarımız var, ziyarete gelmek ister misiniz?’ Allah için, çok sevindim. Yabancı bir ülkede Türk Okulu olması beni de heyeti de heyecanlandırmıştı. Çok memnun olurum, ben görmek isterim.’ dedim. Heyet Başkanı olan bakanımız araya girip, ‘arkadaşlar sakın gitmeyin, itikadınız sarsılır.’ demese belki de ben de etkilenip senin gibi olacaktım Allah korusun…”
“Yumurta surat”, “itikadınız sarsılır” ve “senin gibi olacaktım Allah korusun…” ifadelerine çok gülmüştüm. Herkesin kendine göre bir “itikadı”

Bu haberler de ilginizi çekebilir