Çalınan dikkat

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ağustos 19 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Ertuğrul İncekul, günümüzün tartışılan problemlerinden birini 'Çalınan dikkat' başlıklı yazısıyla gündeme taşıdı.
Yüzleştiğiniz her şeyi değiştiremezsiniz, ama hiçbir şeyi de yüzleşmeden değiştiremezsiniz.    James Baldwin
 

Çağımızın en kıymetli hazinesini hoyratça harcıyoruz. Farkında olmadan savurduğumuz şey: zaman. İnsanlar artık dakikalarını değil, hayatlarını hoyratça harcayabiliyorlar. Ekran başında, görünmez bir ağın içinde çırpınan zavallı bir av gibi kaybolan milyonlar… Dijital dünyanın göz alıcı vitrinlerinde, zihnimiz birbiri ardına kayan binlerce görüntünün istilasına uğruyor.
 

Ve ruh… Zihnin yetersiz beslendiği, zihnin silkelenmediği, dikkatin darmadağın olduğu bu iklimde, çölleşiyor. Zihinle kalbin ortaklığı iflas ediyor. Marifetle süslenmeyen akıllar, malayaniyat çukurlarına yuvarlanıyor. Araçların egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz gibi halbuki her teknolojik buluş insanın gerçek amacına ulaşması, hayatın gayesini, anlamını bulması için bir araçtan öte nedir ki? Ortada kalanlar ise mutsuz, tatminsiz, hayatın anlamını çoktan yitirmiş kalabalıklar.
 

Oxford Sözlüğü’nün 2024 için seçtiği Yılın Kelimesi çok manidar: “Brain rot” — beyin çürümesi. Hem dilin hem zamanın, hem de insanın ruhunun geldiği hâli tek kelimede özetleyen acı bir teşhis. Gelecek yıllar belki de toplu bir hafıza silinmesi, alzheimer yaşayacak insanlar ve dijital belleklere emanet edeceğiz geleceğimizi.


Modern Dünyanın Görünmez Salgını


Johann Hari’nin Çalınan Dikkat kitabını okuyorum. Hari, dikkatimizi neden toplayamaz hale geldiğimizi anlatırken, bunun bizim “iradesizliğimizden” değil, sistemli bir planlamanın sonucu olduğunu söylüyor.

 
Bir araştırmaya göre, ortalama bir genç, bir işe başladıktan sadece 65 saniye sonra dikkati dağılıyor. Ofis çalışanları için bu süre 3 dakika. Odaklanmanız bozulduğunda yeniden konsantre olmak 23 dakikanızı alıyor. Üstelik bu durum yalnızca sosyal medyanın değil; uykusuzluğun, stresin, yanlış beslenmenin, doğal ortamdan kopuşun ve sürekli “ulaşılabilir olma” baskısının bir sonucu.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir