‘Camide namaz kılmak caiz mi?’

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ağustos 12 2021
Tr724 yazarı ilahiyatçı Ahmet kurucan ezber bozan bir soruya cevap arıyor... ‘Camide namaz kılmak caiz mi?’
Yıllardır Avrupa’da yaşayan kadim bir dostumla konuşuyoruz. Bir ara söz halkın ilgisi açısından toplumsal hayatta karşılığı olan meselelerle olmayan meseleler arasındaki farka geldi. Her ikimiz de yaşamış olduğumuz ülkelerden spesifik örnekler vermeye başladık. Sıra o kadim dostumdaydı. Verdiği örnek beni şok etti. Şu dakika itibariyle konuşmanın üzerinden 11 saat geçti ve ben hala o şoku atlatabilmiş değilim. Gün boyu  o örnek ve onun soru şeklindeki ifadesine zihnim takılı kaldı. Soru şu: “Camide namaz kılmak caiz mi?”

Lafzın taşımış olduğu zahiri manaya takılmamışsınızdır umarım. Camiler zaten Allah’a ibadet etme adına inşa edilmiş binaların adıdır. Dolayısıyla böyle bir soru abesle iştigaldir, vakit kaybıdır. Tabii ki Allah’a ibadete tahsis edilmiş camilerde namaz kılmak caizdir. Ama sorudaki maksadın bu olmadığı açık. Öyleyse lafzin zahiri manasına takılmadan maksada bakalım. Soru şu, siyasetin emireri olmuş imamların arkasında, siyasi parti propagandasından farkı olmayan vaazların verildiği, hutbelerin okunduğu ve bu yönüyle siyaset meydanını andıran camilerde namaz kılmak caiz midir? Soruyu böyle okursanız taşlar yerli yerine oturuyor.

15 asırlık Müslümanların tarihi geçmişlerinde camilerin siyaset meydanı, imamların da siyasi iktidarların kurşun askeri olduğu dönemler çok olmuştur. Bu istikamette iktidar-muhalefet blokları oluşmuş, hatta bu oluşumlar birbirleri ile savaşa dahi tutuşmuşlardır. Siyasi eksende varolagelen bu ayrılıklar zaman içinde itikadi ve fıkhi ayrılıkların meydana gelmesinde de rol oynamıştır. Sonuç, tıpkı yazımıza konu ettiğimiz soruda olduğu gibi taraflar birbirlerinin arkasında namaz kılmadıkları gibi kılınan namazları da caiz görmemişlerdir. Hatta, “Şu itikadi mezhebe, bu fıkhi ekole mensup birinin ardında namaz kılmak zinhar caiz değildir!” türünden fetvalar da verilmiştir. Buradan anlıyoruz ki İslam ümmeti gerek Kur’an’ın beyanları gerek Peygamber Efendimizin (sas) tembihatları ve gerekse 14 asırlık tarihsel tecrübeden ders almamış olacak ki tarih

Bu haberler de ilginizi çekebilir