Can Erzincan TV’nin sahibi Recep Aktaş, Kanaltürk ve Bugün televizyonlarına kayyım atanmasından sonra işsiz kalan gazetecilere kapılarını açmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise kanalı, işsiz gazetecileri işe aldığı için Bugün ve Kanaltürk’ün devamı olarak suçladı. 20 metrekarelik küçük bir stüdyodan sesini duyurmaya çalışan kanala ayrıca çeşitli cihazların taşındığı ileri sürüldü. Savcılık, bu iddiaları TÜRKSAT’a gönderip kanalın uydudan çıkartılmasını istedi.

Kanal yöneticilerine, TÜRKSAT Uydu Haberlşeme Kablo TV ve İşletme AŞ’nden bir yazı ulaştı. Bu yazıda kanala kanala verilen cezalar da kendine geniş yer buldu. Yazıda ‘cebir ve şiddetten’ söz edilirken, ‘devlet topraklarının tamamı ya da bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya’ gibi ifadeler yer aldı. Ayrıca ‘terör örgütü propagandası’ suçlaması yöneltildi.

Bu gerekçeleri dayanak yapan TÜRSAT, 6112 sayılı Kanunun ‘yayın hizmeti ilkeleri’ne aykırılık ile Türk Ceza Kanunu ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun ihlal edildiğini savunup “Söz konusu şirket ile imzalanan sözleşmenin devamının beklenmesi hukuken mümkün değildir.” ifadesine yer verdi. Buna dayanak yapılarak Can Erzincan TV, 16 Temmuz’da TÜRKSAT ve Kablo TV’den çıkartılacak.

Halbuki Anayasa’nın 30’uncu maddesi, suç olduğu gerekçesiyle medyaya sansür uygulanamayacağını açıkça ortaya koyuyor. 30’uncu madde şöyle: “Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.” (Yeni Hayat)

İşte TÜRKSAT’tan Can Erzincan TV’ye gönderilen yazı: