Çatısı olmayan iddianamedeki çarpıklıklar

Gazeteci Yazar Veysel Ayhan TR724 . com internet sitesinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 1688 sayfalık çatı iddianameyi incelemeye devam ediyor. İddianameyi yazan Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'un uydurma bilgilerle doldurduğunu anlatan Ayhan bir çok yanlış bilgiyi tashih etti

SHABER3.COM

İşte Veysal Ayhan'ın yazı dizisinin dördüncüsü

IŞİD SEMPATİZANI SAVCI 


Savcı, iddianamenin bazı yerlerinde Cemaat mensuplarına övgüler yağdırmış! Cemaat’in insan kalitesi ve vasıfları başını döndürmüş. Şunları diyor:

(Hizmet hareketi) “özellikleri; kamu kaynaklarını ve devlet imkânlarını kullanan, iyi eğitim almış, yüksek lisans veya doktora yapmış, yurt dışını görüp tanımış veya yaşamış, yabancı dil bilen, kamu idarelerinde verilen emre sonuna kadar itaat eden, en iyi şekilde çalışan, işini iyi yapabilen, disiplinli, işi için elinden gelen gayreti gösteren, en sorunsuz, kalite ve kalifiye bakımından meziyetli, kabiliyeti yüksek ve zeki, teknolojiye meraklı, çağın bilgisini öğrenmeye çalışan, açıktan olmasa bile dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan kimselerdir.”

Savcı bunlar yalanlamıyor ama kafasındaki suç elbiselerini giydirmek için delil bulamayınca devamını şöyle getiriyor:

“Ancak bir abinin talimatıyla, bu kadar zeki ve donanımlı kimselerin her türlü tehlikeye atılan, suç işleyebilen, örgüt menfaati için her türlü ahlaksızlığı, hukuksuzluğu, çirkinliği, günahı, ayıbı işleyebilir hale gelmeleri anlaşılamamaktadır.”

Yahu üstteki vasıflara sahip zeki insanlar aşağıda sıraladığı aptallıkları, çirkinlikleri niye yapsın? Sonra senin ‘abi’ dediklerin onlardan farklı birileri değil ki?

EN KORKUNÇ İFTİRA

Savcının en ölçüsüz iftirası Hizmet okullarının başarısı hakkında:

“…yurt içi ve dışındaki okullarını gurur abidesi olarak göstermektedir. Gerçekte bu okulların eğitimde esaslı bir başarısı yoktur. Cemaat, başarılı öğrencileri kendisine çekerek aslında okulları başarılı olmadığı halde başka okullardan transferlerle kurumlarını başarılı göstermektedir…”

“Esaslı başarısı yok”muş… E o zaman Serdar Coşkun oğlu Fürkan’ı kaydetmek için niye o kadar uğraştı ki? Onlarca hatta yüzlerce TÜBİTAK altın madalyası, birincilikler, şampiyonluklar… Savcının gözünden kaçmış. Transfer falan ediliyormuş. Ne olurdu savcı iddialarını tek bir transfer örneği ile delillendirseydi!

Önce “Başarı yok” diyor sonra abarttığını düşünüp şunu diyor:

“Sınavlarda kopya çekildiği için öğrencileri başarılı gibi gösterilmiştir.”

E hani başarı yoktu!

İFTİRALAR KOLEKSİYONU

Savcı her duyduğunu iddianameye koymuş:

“Eğitim kutsal kabul edilen ülkede aklına estiği gibi eğitim kurumu açıp müfredat belirlemiştir. Örgütün dershanecilik faaliyeti ve müfredat belirlemesi, takdirde tevhidi tedrisat ilkesi zedelemiş ve talebe arasında tefrika doğurmuştur.”

Savcı Havuz medyasından beslendiğinden dershane müfredatının MEB tarafından belirlendiğini ve denetlendiğini bilmiyor. Türkiye’de MEB müfredatı dışında hiçbir okul veya dershane müfredat belirleyemez. Ama yazmış işte!

Savcı dershanelerle ilgili yeni bir keşif de yapmış. Çok orijinal:

“Dershanelerde ve okullardaki öğretmenler bir ajan gibi çalışarak öğrencilerin evlerine ziyaret bahanesi ile giderek tüm aile fertlerinin sosyo-kültürel özelliklerini fişlemektedir.”

Veli ziyaretlerinden ajanlık çıkarmayı başararak Havuz muhabirlerine tur bindirmiş!

Garip bir iddia daha:

“Dershanelerde gerçeğe aykırı veya ölü kimseler adına kayıtlar yapılmıştır.”

Bu ne anlamak mümkün değil. Ölü kimse ne? Niye kayıt olsun? Cevabı metinlerde yok!

Savcının kanıtlama derdi yok:

“Mesela 2014 yılında Yükseköğretim sınavlarında Türkiye Birincisi olan örgüt liderinin akrabası ve aynı adı taşıyan çocuğun üstün başarısının altında yatan hakiki neden kopyadır. Örgüt lideriyle aynı ismi taşıyan birinin ülke birincisi çıkma ihtimali, bu ihtimalin tezahür ettiği zaman ve yere bakıldığında her şey gözler önündedir.”

Anlatım bozukluğu desen var. Mantık hatası desen var. Yani bir öğrencinin ismi Fethullah Gülen ise derece yapamaz!

MASABAŞI MALİYECİ

Acar savcı mali işleri de masa başında çözmüş:

“Yaklaşık 600.000 öğrencinin ders gördüğü bu örgütün denetimindeki dershanelerin yıllık toplam gelirinin milyar dolarları aştığı göz önüne alındığında, örgütlenmenin dershaneler dışındaki diğer kurum/kuruluşlarıyla birlikte mali yapısının ne kadar büyük olduğu görülecektir.”

Savcı zahmet edip incelese dershanelerin kendi yağında zor kavrulduğunu görürdü. 800 dershaneden hiç olmazsa bir örnek verseydi “işte falan dershane şu kadar kâr etmiş” deseydi bari… Tabi bunu yapsa yalan anlaşılacak. İşin aslı Hizmetle iltisaklı olan olmayan dershaneler yüzde 95’i bir sonraki yılın kayıt ücretleriyle yaz maaşlarını öder. Az bir sorsa araştırsa “milyar dolar” kazanıyorlar demenin ahmakça olacağını görecekti. O ise yine havuz gazetelerinden alıntı yapmayı seçmiş.

SAVCI’DAN ERDOĞAN’A HAKARET

Savcı Coşkun’a göre Türkçe olimpiyatları:

“Türkçe Olimpiyatı denilerek yapılan organizasyonlara bu okullardan getirilen öğrencilerin Türkçe bilmediği, ezberletin bir iki şarkı türkü dışında öğrencilerin hiç bir şey bilmediği Türk kültürü ve Diline değil İngiliz Kültürü ve Diline yatırım yapıldığı anlaşılmıştır.”

“yurt dışı okullarında dindar insan yetiştirmediği, hiç kimseye Türkçe’yi öğretmediği…”

Bunu kim diyor? Tek bir Türk okulunu ziyaret etmeyen, tek bir öğrenciyle görüşmeyen savcı söylüyor. Aslında yaptığı Erdoğan’a da hakaret! Onu adeta aptal yerine koyuyor. Erdoğan defalarca katıldığı Türkçe olimpiyatlarında öğrencileri ve öğretmenleri öve öve bitiremiyordu. Son katıldığında “Kendilerini Türkçeye adamış, Türkiye’nin barış mücadelesine adamış sevgili öğretmenlerimizi tekrar tekrar tebrik ediyorum” diyerek tebriklerini sunmuştu. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzlukları deşifre olmasaydı demeye de devam edecekti belki.

BARİ CASUS DİYELİM

“Fetullah Gülen tarafından yurt dışında açılan bütün okullarda diplomatik pasaportu bulunan, İngilizce öğretmeni görünümlü Amerika’nın CIA ajanları bulunduğu, İngilizce dil öğretmeni olarak gösterilen gizli servis çalışanlarının faaliyetlerini bu okullar üzerinden sorunsuz şekilde devam ettirdikleri bilinmektedir.”

Bir başka yerde:

“Örgütün arkasında Amerika Birleşik Devletleri bulunmaktadır.”

Tek bir Türk okuluna ayak basmamış savcının ilham kaynağı Perinçek’in Aydınlık’ı. Okulların ardında ABD ve CIA varmış. İyi de o okulları ABD desteklese ve CIA ajanları cirit atsa senin reisin o okulların duvar gölgesine yanaşabilir miydi? Ayağını basabilir miydi?

SIRA OBAMA’YI YARGILAMADA

Savcıya göre her türlü sosyal yardım suç.

“… akabinde Kenya Ülke Sorumlusu olarak atanan Ahmet Kara, ABD Başkanı George W. Bush’tan 20.01.2009 günü görevi devir alan Barack Obama’nın yemin törenine davet edilen şahıslar arasında yer almıştır. Söz konusu davet, Ahmet Kara’nın Fetullah Gülen’in talimatı doğrultusunda B. Obama’nın başkan adayı olmasıyla birlikte, Kenya’da yaşayan ailesiyle ilgilenmesi, akrabalarının çocuklarını gruba ait okula ücretsiz kabul etmesi ve aile fertleriyle iyi ilişkiler tesis etmesinin sonucu olarak gerçekleşmiştir. Bu durum … uluslararası ilişkileri, siyasi dengeleri ve ileriye dönük menfaatlerini ne ölçüde gözettiğinin önemli bir ispatıdır.”

Savcının suç icat etmede sınırı yok. Gücü yetse Obama’yı gözaltına aldıracak. Kendi oğlunun okul hocalarını içeri attırmakta haklı!

Serdar Coşkun tam bir AKP savcısı. İcad ettiği suça bakın:

“6-) Öğrenci evinde siyasi faaliyet yürütüldüğü, Akpartiye karşı çıkıldığı, hakkımız helal etmiyoruz diyerek örgütlü siyasi bir tavır geliştirildiği…”

Yani AKP’ye karşı çıkmak siyasi tavır almak suçmuş!

SAVCI ALENİ SUÇ İŞLİYOR!

Savcı aşağıdaki metindeki yer alan isimleri niye tutuklatmıyor acaba? Okuyalım:

“a-) Ankara Özel Nurettin Topçu İ.Ö.O’da 21.09.2015 günü yapılan aramada üzerinde barkod ve Samanyolu logosunun bulunduğu 1. vcd’de eski bakan, sanatçı, gazeteci yazar, esnaf, ilahiyatçı… iki nolu vcd’de emekli büyükelçi, TBMM Başkanı, gazeteci yazar… üç nolu Vcd’de yazar, sanatçı, politikacı, teknik direktör, öğretim üyesi gibi birçok kişinin kısa görüşlerine yer verilip …”

Serdar Coşkun bu isimleri tutuklatmalı. Aksi halde işine gelmeyen suçluları kayırmaktan kendisi tutuklanmalı. Bak taş gibi deliller bulmuş! 70 milyona Cemaat propagandası yapan Erdoğan’dan başlayabilir.

SAVCININ GÜLEN’İN IŞİD ELEŞTİRİSİNDEN RAHATSIZ OLMUŞ.

Savcı Fethullah Gülen’in IŞİD’i tel’ininden rahatsız olmuş. Kullandığı başlık akla ziyan başlık şu:

“Müslümanların İnancına Eleştiri”

Savcıya göre IŞİD’i eleştirmek “Müslüman inancını eleştirmek”

Buyurun okuyalım:

“10-) Müslümanların İnancına Eleştiri:

Fetullah Gülen 17.12.2015 günü Le Monde Gazetesinde “Müslümanlar, inanç anlayışımızı eleştiren bir değerlendirmeye tabi tutalım” başlıklı yazısında; “Işid ve benzeri terörist grupların sergilediği vahşeti üzüntü ile karşıladığını, terör eylemlerinin sapık ideolojileri din kisvesine büründüren kişilerce yapıldığını, teröristlerin yaymaya çalıştığı totaliter ideolojiyi kayıtsız şartsız reddetmeyi teşvik etmek gerektiğini, Paris’te hayatını kaybeden Fransız vatandaşları, Beyrut’ta hayatını kaybeden Şii Müslüman Lübnan vatandaşları, Irak’ta hayatını kaybeden Sünni Müslümanlar için üzüntülerini bildirdiği, Müslümanların komplo teorilerine sığınmaktan vazgeçip muhasebe yapmasını, gençlerin ihmal edilmesi ve dengeli eğitim eksikliğinden toplumların totalitarizme kaydığını, gençlerin tehlikeli maceralara kaymamaları için alt yapı oluşturulmasını” tavsiye etmiştir.”

Ne diyebiliriz ki AKP’nin IŞİD sempatisi savcıya da sirayet etmiş demek ki!

NEO HARİCİ AKİT KAFASI

Savcının söylemleri “laik bir cumhuriyet savcısı”nı değil de radikal bir kafa yapısını işaret ediyor. Dünyaya Akit gazetesi yazarları gibi bakıyor. Dünya barışı ve toplumsal birliktelik için fevkalade önemli olan çaba ve gayretlerden rahatsız oluyor. Üç din mensuplarının bir araya gelmesi savcıyı rahatsız etmiş.

Okuyalım:

“Örgütün haber ajansı övgüyle duyurduğu habere göre, Almanya’nın Berlin şehrinde üç dine mensup insanların ibadet edebileceği bir bina inşa edilecektir. Bünyesinde kilise, havra ve cami bulunduracak binaya farklı dinlere mensup insanların gelerek ibadet etmeleri sağlanacaktır.”

“Aynı konuda Mardin’de Kasımiye Medresesinde 13-14 Mayıs 2004 tarihinde bir toplantı yapılmış, bu toplantıya papaz ve hahamlar da katılmıştır. Sembolik olarak Sıratı Müstakim Köprüsü kurulmuş, toplantıda üç din temsilcisi de bu köprü üzerinden konuşmalar yapmıştır. Tüm din temsilcileri yine bu köprü üzerinden geçirilerek, Şanlıurfa’da yapılan düğünde verilen mesajlar Mardin’de de verilmeye çalışılmıştır.”

BELALTI SAVCISI

Savcı bilinçaltını Havuz medyasıyla besleyince bu kanaati iddianamenin satır aralarına yansımış. Gülen’e sinsice belaltı imalar yapma ahlaksızlığını ihmal etmemiş. Edepsizliğini perdelemek için “bu konulardaki bilgi ve belgeler gizlenmiş” diyor. Savcı görmediği belgelerden edepsizce imalar yapmayı kendine yakıştırabilmiş.

(Not: Metinlerdeki bold yazılar iddianameden alınmıştır.)

<< Önceki Haber Çatısı olmayan iddianamedeki çarpıklıklar Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER