Cezaevinden oğula mektup

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Kasım 6 2018
''Biraz benim halimi anla, bekletme bizi ve çık GEL artık. Gel ki; bayrama dönsün günlerimiz. Gündüze dönsün gecelerimiz.''
Ali Emir Pakkan / samanyoluhaber.com
Cezaevinden oğula mektup

Evlendi, bir oğlu dünyaya geldi. Ancak ne eşine ne de biricik yavrusuna doyamadan cadı avının kurbanı oldu. 

15 ay zindanda geçti. Cezaevinden bir mektup yazdı:

"Oğlumuza hem çok kızıyorum hem de kızdığım için kendime kızıyorum.
Neden mi?
Görüşlerde bana hiç pas vermiyor.
Yüzüme bakmıyor, kucağıma gelmiyor, öptürmüyor.
Insan babasını hiç özlemez mi?
Resim bile çektirmiyor benimle.
Hemen ağlıyor, benden kaçıyor.
Daha çok şey var aslında şikayet edeceğim.
Artık çıkınca söylerim yüzüne.
Ama korkuyorum...
Ben doğduğumda nerdeydin, annemle beni bırakıp gittin, ne şartlarda büyüdüm ben, derse?
Hastalandım, hastane hastane gezdim, ameliyat oldum, günlerce hastanede yattım. Herkesin babası yanındayken ben boynumu büktüm, üzüntümü içime attım.
Bir tek ben olsam iyi annemi de bırakıp gittin. Hem de sana en çok ihtiyacımız olduğu bir zamanda...
Hiç düşündün mü?
Acaba bunlar ne yapıyordur, ne yiyip ne içiyorlardır diye?
Hiç düşündün mü mü, soğuk gecelerde nasıl yatıyorlardır, diye?
Sonra bu düşüncelerden sıyrılıyor, beni çağırdığını hissediyorum.
Diyor ki;
Baba!
Geleceksen gel artık, gel ki kalmadı dizlerimde derman. Hep senin geleceğin umudu ile yaşıyoruz. Gel artık baba gel, gel ki bitsin bu hasret.
Benim de hakkım var babamın elinden tutup sokaklarda yürümeye, babamla parka gitmeye. 
Bütün çocuklar anne babasıyla parka giderken ben mahsun mahsun, sadece onlara camdan bakmakla kalıyorum. 
Biraz benim halimi anla, bekletme bizi ve çık GEL artık. Gel ki; bayrama dönsün günlerimiz. Gündüze dönsün gecelerimiz.
Gel de elimden tut ve özgürce doyasıya gezdir beni, gezdir ki;

Bu haberler de ilginizi çekebilir