Çiller’in çabası beka değil evlat derdi!

Tansu Çiller 20 yıl sonra neden ortaya çıktı ?

SHABER3.COM

Murat ÇETİN 

Ankara karışık… Bir o kadar da sıcak… Belki bir o kadar da büyük belirsizlikler içinde. Rusya-Ukrayna Savaşı‘nın Türk siyasetine etkileri henüz görülmedi. Savaşın derinleşmesi Türkiye açısından bazı taşların yerinden oynamasına neden olabilir. Bunu hem iç siyasi gelişmeler açısından hem de askerî ekonomik alanda söylüyorum. Kesin bir tespitte bulunmak için elbette elde ciddi verilerin olması gerekiyor. Ancak eldeki ilk bilgiler bile bu işin sonunun nereye gideceğini gösteriyor bize! 

Cumhurbaşkanı Erdoğan tam anlamıyla köşeye sıkışmış durumda. Savaşın ilk gününde “Batı” blokunun yetersiz kalmakla suçlarken şimdi ise kendisi BM, NATO ve AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını seyretmekle kalıyor. Hükûmette de bu konuda birlik yok. Erdoğan, kişisel dostu Putin’i karşısına almaya çekinirken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve görevden alınmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Batı Bloğu yanında konumlanmış durumda! 

Erdoğan zorda! Ekonomik krizle iç politikada sıkışan Erdoğan şimdi de dışarıda yalnızlaşıyor. Hatta yapayalnız durumda. Erdoğan iç siyasetteki yalnızlığı kırmak için önce Millet İttifakını parçalamaya çalıştı, başaramadı. CHP, İYİ Parti, SP ve DP denklemine AKP içinden kopan DEVA ve Gelecek Partisi de eklendi. İttifak genişledi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem manifestosu açıklandı. Barajın yüzde 3’e düşürülmesi teklifi Cumhur İttifakı içinde üvey evlat muamelesi gören BBP’yi heyecanlandırır mı bilinmez! Cumhurbaşkanı Erdoğan da Cumhur İttifakını genişletmek için arayış içinde. Önce Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan yakın markaja alındı. Sonra Erdoğan’ın ANAP’ın sabık genel başkanı Erkan Mumcu’yu Saray’da kabul ettiği bilgisi sızdırıldı. 367 krizi sonrasında kanlı bıçaklı olan Erdoğan ile Mumcu’nun bir araya gelmesi garip! Hele Erdoğan’ın siyasi kişiliğini iyi biliyorsanız bunun Erdoğan için ne kadar zor olduğunu da bilirsiniz! Ama siyaset bu işte, dün kara denene bugün ak deniyor! Dün dündür bugün bugündür! Saray Millet İttifakını bölemeyince anlaşılan zaman aşımına uğramış siyasi faktörleri yeniden sahneye sürme derdinde. Kuşkusuz kimse Mumcu’dan yeni bir lider ortaya çıkacağını beklemiyor. Aynen 28 Şubat sürecinin Tansu Çiller’i gibi. 

20 yıl sonra neden ortaya çıktı 

Saray’ın Psikolojik Harpçileri (PH) iyi çalışıyor. Önce Tansu Çiller’in bir parti kuracağı, merkez sağı birleştirmek için hareket geçeceği söylentisini yaydılar. Bir süre beklediler, bu işin alıcısı olup olmadığını gözlemdiler. Gelen bilgiler hayal kırıklığı niteliğindeydi. Kimse heyecan duymamıştı. Hele Z kuşağının umurunda değildi Tansu Çiller... Olsun, bir kere ok yaydan çıkmıştı. Çiller çıktı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika’da temizlik ihalesi peşinde koşturduğu Albayraklar’ın Yeni Şafak Gazetesi’ne konuştu… Endişeliymiş Tansu hanım, gördüklerini açıklamak zorundaymış Tansu hanım, bu tarihî bir görevmiş onun için! Okudum, okudum, dikkatlice okudum Tansu hanımın söylediklerini! Parti kurmayacağım diyor bir yerde, sonra belki de kurabilirim diyor, sonra kursam da olur kurmasam da olur tarzında cümleler kuruyor. 2002 seçimlerinde aldığı yüzde 9 oy ile Meclis dışı kalmıştı Tansu Çiller’in DYP’si. 10’cu Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in referansı ile nasıl birdenbirere siyaset sahnesinde yer aldıysa gidişi de birdenbire oluvermişti. Aradan tam 20 yıl geçti, onca badire atlattı Türkiye! Irak savaşı oldu, Suriye krizi oldu, Doğu Akdeniz’de kriz yaşandı, depremler, seller oldu… Onca şehit verdik. Terörle mücadelede şahin duruşu olan Tansu hanım, son 20 yıl içinde yaşanan onca terör eylemi sonrasında bir defa olsun açıklamada bulunmadı, bir defa olsun şehit cenaze törenlerine katılmadı. Eski başbakandı katılsa kimse neden katıldın demezdi! 

Ama bunları yapan Tansu hanım bir şeyi iyi yaptı. Emine Erdoğan ile ilişkilerini iyi tuttu, ikindi çaylarına gidildi karşılıklı, akşam yemekleri yendi! Özelikle son 10 yıldır hep Erdoğan ailesinin yanında konuşlandı Çiller’ler…. 15 Temmuz sonrasında Yenikapı mitingindeydi! Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı devir teslim törenlerinde hep vardı Çillerler… Ve şimdi Çiller, yarım ağız da olsa parti kurabilirim diyor… Diyor da diyor! Bu sorunun cevabını çok düşündüm, öyle ya bu ülkede başbakanlık yapmış bir kişiydi Tansu hanım. Kendisinin bir karşılığı olup olmadığını bilmek için bir anket yaptırması hatta birkaç anket yaptırması yeterdi bile! Belki de yaptırmıştır, Saray yaptığına göre! 

Gerçi Erdoğan için Millet İttifakı içinden bir tuğla koparmak ne kadar önemli ise o kesime 100 bin de olsa oyun gitmesini engellemek de o kadar önemliydi. AKP ve MHP’den kopan oylar Millet İttifakı yerine yeni kurulacak partiye gidebilirdi. Neden olmasındı! Dedim ya Ankara çok karışık, bu karışıklık içinde bazen olup biteni görmek zor oluyor. İşte ben de böyle durumlarda şehir değiştiriyorum. Yine İstanbul’dayım… 

Aklıma bir isim geliyor. Arıyorum, “üstad uygun musun ? ” Anlıyor tabi, gülerek “gel gel” diyor ! Oturuyoruz… Yukarıda yaptığım tespitleri yapıyorum ve soruyorum: “Tansu hanım ne yapmak istiyor ? ” Biraz düşünüyor, dalıyor… O böyle dalarken ben yine sorular soruyorum… Cevap vermiyor yine dalıyor. Sonra ağır ağır bana dönüyor ve ağzından tek bir cümle dökülüyor: “Tansu hanım oğullarını korumak istiyor…” Bakışıyoruz…. “Nasıl ?” diyorum… Sakin ve sessiz bir şekilde yine aynı cevabı veriyor: “Tansu hanım oğullarını korumak istiyor…” Açmak istiyorum, detaya girmiyor. “ Araştır, bak neler çıkar” diyor… Öyle yapacağım elbet… Uzun zaman oldu, hatırlamaya çalışıyorum. Tansu ve Özel Çiller çiftinin iki oğlu var. Mert ve Berk Çiller… İkisi de ticaretle uğraşıyor uluslararası alanda. İhaleler alınıyor veriliyor. Tamam bu normal bir durum… Ama anlamadığım nokta şurası: Tansu hanım neden “oğullarını koruma “ ihtiyacı duyuyor ve asıl önemlisi “kimden korumak” istiyor? 

Çaylarımızı yudumlarken bu defa ben derin derin baktım Çiller döneminin kidemli danışmanına… Kafam Ankara kadar karıştı… Vedalaştık, ayrılırken kulaklarımda hen cümle vardı: “Tansu hanım oğullarını korumak istiyor…”

<< Önceki Haber Çiller’in çabası beka değil evlat derdi! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER