Çocuklarımıza neden ebeveynlerimizin bize davrandığı gibi davranıyoruz?
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Pazartesi, Ekim 16 2023
İngiliz psikoterapist Philippa Pery, the Guardian gazetesindeki haftalık köşe yazısında, çoğu anne-babanın zaman zaman kendisine sorduğu bir soruya yanıt arıyor: Farklı olacağımıza dair söz vermiş dahi olsak, neden çocuklarımıza ebeveynlerimizin bize davrandığı gibi davranıyoruz?
Perry, “Çocuklarımıza hiç kızmamak ya da hiç sinirlenmemek imkansız; ama öfkemizi aslında neyin tetiklediğini, verdiğimiz tepkinin gerçekten çocuğumuzun davranışından mı kaynaklandığını yoksa kendi çocukluğumuzdan kalma öğrenilmiş bir tepki mi olduğunu anlarsak, hem çocuklarımıza hem de kendimize faydası olur” diyor.
Hepimiz içgüdüsel olarak biliriz ki, çocuklarımızın sıcaklığa ve kabule, fiziksel dokunuşa ve fiziksel varlığımıza ihtiyacı var. Sevgi olmalı ve bunun yanında sınırlar olmalı, anlayış ve onaylama olmalı; her yaştan insanla oyun oynama ve üzgünken teskin edilme deneyimi olmalı ve elbette bolca ilgi ve zaman olmalı. Peki bunları yapmak neden bazen çok zor gelebiliyor? Neden doğmadan önce tam da böyle yapmayacağımıza dair söz verdiğimiz çocuklarımız karşısında kendimizi çileden çıkmış halde ve tıpkı ana-babalarımızın bizi yaptığı gibi, hatta aynı sözcüklerle, azarlarken buluyoruz?
Ebeveynlerimizden gördüğümüz davranışları çocuklarımız üzerinde tekrarlama eğilimindeyiz. Elbette bize çocukken istendiğimizi, sevildiğimizi ve güvende olduğumuzu hissettirdilerse mesele yok ama çoğu zaman tam tersini hissettirdiler.
Ebeveynlerimizden miras aldığımız davranışların çoğu farkındalığımızın dışına düşer. Bu nedenle çocuğumuzun davranışına şimdi ve burada olarak mı tepki veriyoruz, yoksa tepkilerimiz daha çok kendi geçmiş deneyimlerimizden mi kaynaklanıyor, bilemeyebiliriz. Fakat çocuğunuzun yaptığı veya talep ettiği bir şeye yanıt olarak öfke -veya kırgınlık, hayal kırıklığı, kıskançlık, tiksinme, panik, kızgınlık, dehşet, korku vb. gibi zor duygular- hissediyorsanız bunu bir uyarı olarak almakta yarar var. Çocuğunuzun illa ki yanlış bir şey yaptığına dair bir uyarı değil, kendi düğmelerinize basıldığına dair bir uyarı. Çocuğunuzun hisleri ile empati kurmak yerine, kısa devre yapmış ve geçmiş deneyimlerinizden kaynaklı şekilde tetiklenmiş olabili
Hepimiz içgüdüsel olarak biliriz ki, çocuklarımızın sıcaklığa ve kabule, fiziksel dokunuşa ve fiziksel varlığımıza ihtiyacı var. Sevgi olmalı ve bunun yanında sınırlar olmalı, anlayış ve onaylama olmalı; her yaştan insanla oyun oynama ve üzgünken teskin edilme deneyimi olmalı ve elbette bolca ilgi ve zaman olmalı. Peki bunları yapmak neden bazen çok zor gelebiliyor? Neden doğmadan önce tam da böyle yapmayacağımıza dair söz verdiğimiz çocuklarımız karşısında kendimizi çileden çıkmış halde ve tıpkı ana-babalarımızın bizi yaptığı gibi, hatta aynı sözcüklerle, azarlarken buluyoruz?
Ebeveynlerimizden gördüğümüz davranışları çocuklarımız üzerinde tekrarlama eğilimindeyiz. Elbette bize çocukken istendiğimizi, sevildiğimizi ve güvende olduğumuzu hissettirdilerse mesele yok ama çoğu zaman tam tersini hissettirdiler.
Ebeveynlerimizden miras aldığımız davranışların çoğu farkındalığımızın dışına düşer. Bu nedenle çocuğumuzun davranışına şimdi ve burada olarak mı tepki veriyoruz, yoksa tepkilerimiz daha çok kendi geçmiş deneyimlerimizden mi kaynaklanıyor, bilemeyebiliriz. Fakat çocuğunuzun yaptığı veya talep ettiği bir şeye yanıt olarak öfke -veya kırgınlık, hayal kırıklığı, kıskançlık, tiksinme, panik, kızgınlık, dehşet, korku vb. gibi zor duygular- hissediyorsanız bunu bir uyarı olarak almakta yarar var. Çocuğunuzun illa ki yanlış bir şey yaptığına dair bir uyarı değil, kendi düğmelerinize basıldığına dair bir uyarı. Çocuğunuzun hisleri ile empati kurmak yerine, kısa devre yapmış ve geçmiş deneyimlerinizden kaynaklı şekilde tetiklenmiş olabili
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Rezan Epözdemir, Terim'e neden 5 buçuk milyon TL transfer etti?2.14 yıl sonra yeni operasyon kararı!3.MHP'li Yıldız'ın kapsam dışı kalanlar 'sabretsinler' çıkışı siyasiler için de bir anlam taşıyor mu?4.'Ukrayna'daki savaş 90 gün içinde sona erebilir!'5.AKP'li Şamil Tayyar'ın dediği çıkmadı! ”Bu karar, Saran’ın değil, Fenerbahçe’nin gücüdür”
6.Kamu personeline nefret operasyonu: 8 ilde 20 kişi hakkında gözaltı kararı7.Melih Gökçek mahkum oldu: 20 bin tl tazminat ödeyecek!8.Sadettin Saran gözaltındayken, Ali Koç'tan başkanlık çıkışı9.Can Holding soruşturmasında yeni gelişme!10.OYAK'ta neler oluyor? Üyeler deprem yardımları tutarsız olunca hesap sordu!

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL

HÜSEYİN ODABAŞI
ÇOK OKUNAN HABERLER







