Cumhur İttifakı’nın yeni hedefi Davutoğlu mu?

Son günlerin en revaçta tartışma konusu muhalefet partilerinin içinde yaşanan gerilimler. Türkiye’de son günlerde erken seçim tartışmalarıyla birlikte HDP’ye yönelik baskılar daha da artarken, İYİ Parti’yi bölecek taktikler de parti içindeki tatışmalarla sahaya sürüldü.

SHABER3.COM



Cumhur İttifakı’nın seçimde yeterli yüzde 50’yi bulamadığını, bu yüzden muhalefet cephesini dağıtmak istediği yorumları giderek sıkça dile getiriliyor. 

BirGün’den Yaşar Aydın da bugünkü yazısında son iki ay içerisinde yaşanalar AKP ve Cumhur İttifakı’nın seçim stratejisinde muhalefeti bölmek ve etkisiz kılmanın olduğu çok açık olduğuna dikkat çekiyor. 

"Ancak tüm devlet gücüne rağmen AKP’nin bunları hayata geçirmesi zor görünüyor” diyen Aydın, devam ediyor:

"Muhalefet 31 Mart seçimleriyle birlikte Cumhur İttifakı’nın çözüldüğünü, kendileri için de iktidarın ucunun görüldüğünü düşünüyor. Bu motivasyonun devamı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ayrılıkları görünmez kılabilir, sorunların derinleşmesini öteleyebilir.

Türkiye’de siyaset 31 Mart seçimlerinden sonra yeni bir döneme girdi. İster parti içinde ister cephe içinde olsun her tartışmanın önümüzdeki siyasi dizilişe etkisi olacak. Hiçbir tartışma partilerin kendi çatısı altında kalmayacak.

Ekonomik ve siyasal kriz yaşayan Erdoğan iktidarının en büyük korkusu gerçek sorunların halkın gündeminde kalması ve bunun Cumhur İttifakı’na, oradan da örgütüne doğru ilerlemesidir. Bu koşullarda savaş alanının muhalefet partilerinin evininin içi olması en çok isteyeceği şeydir. Beklentisi enerjisini içe harcayan, AKP ile cebelleşecek takati olmayan bir muhalefet. Bir yandan muhalefeti felç ederken diğer yandan küçük parçalar olsa da erimesini bekliyor.

Bu sürecin bir başka sonucunun da kendisinden ayrılan grupların oluşturduğu partilerin kopardığı seçmenin de başka türlü ikame edilmesidir. Muhalefet içinden kopacak (Sarıgül, Özdağ, muhafazakâr Kürtler vb.) bazı isimlerin oluşturacağı küçük yapılarla oy oranını artırmayı planlıyor."

Son günlerin en revaçta tartışma konusu muhalefet partilerinin içinde yaşanan gerilimler olduğunu hatırlatan Aydın şunları dikkat çekti:

"CHP’de İnce’nin çıkışı, Saadet Partisi’nde Karamollaoğlu’na karşı yükselen sesler, HDP’ye yapılan operasyonlar ve sonrasında Ayhan Bilgen ve Altan Tan’ın parti merkezine yaptıkları eleştiriler yandaş medyanın manşetlerini süsledi. Yeni hedef muhtemelen Davutoğlu’nun Gelecek Partisi olacak.

Ekonomik ve siyasal alanda iktidara geldiğinden bu yana en zor günlerini yaşayan Erdoğan, bir kere daha objektifleri muhalefet partilerine çevirmeyi başarırken, partide ve MHP ile ilişkilerde yaşadığı sorunları gölge altında tutmayı başardı.

Son günlerde yapılan anketlere göre İYİ Parti kuruluşundan bu yana en yüksek seçmen desteğine ulaşmış durumda. Sadece parti değil Meral Akşener’in popülaritesi her geçen gün artıyor. İYİ Parti 2. Olağan Kongre öncesi CHP desteğiyle Meclis’e giren partiden Millet Cephesi’nin liderliğine soyunan bir harekete dönüşmek üzereydi. Şimdi ise içine düştüğü krizden kurtulmaya çalışıyor.

Hatırlanacağı gibi Devlet Bahçeli kuruluşundan bu yana FETÖ’cülükle, şer güç olmakla suçladığı İYİ Parti ve liderine 4 Ağustos günü sürpriz bir şekilde “evine dön” çağrısı yapmıştı. Erdoğan da MHP liderinin açıklaması üzerine 7 Ağustos’ta yaptığı değerlendirmede Meral Akşener’i yerli ve mili olarak nitelemişti. Bu sıcak mesajların arkasından beklenen adımlar atılmayınca yaklaşık bir aylık bir süre sonra hem AKP cenahından hem de MHP’den FETÖ’cülük suçlaması yinelenmeye başladı."

Aydın Sezer HDP ile ilgili ise şu yorumu yaptı: 

"Barış sürecinin bir ürünü olarak çıkan HDP, yeni dönemde istediği etkiyi yaratmaktan çok uzak. Bunda kuşkusuz yaşadıkları büyük baskının payı var. Ama bir o kadar da Kürt hareketinin yeni yönelimleriyle HDP’nin ihtiyaçlarının örtüşmemesinin de etkisi var. Parti yönetimi ile Kürt hareketi arasındaki makas artık gözle görülür bir noktaya geldi."
<< Önceki Haber Cumhur İttifakı’nın yeni hedefi Davutoğlu mu? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER