Davutoğlu: Ekim ayında vize muafiyetine tam geçişi sağlamamız lazım

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Aralık 11 2015
Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa Birliği ülkeleriyle vize muafiyeti konusunda mart ayına kadar yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirterek, "Mart ayında AB'nin raporu yazması temmuz ayından itibaren ilk pilot uygulamaların başlaması, Ekim ayında da vize muafiyetine tam geçişi sağlamamız lazım." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa Birliği ülkeleriyle vize muafiyeti konusunda mart ayına kadar yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirterek, "Mart ayında AB'nin raporu yazması temmuz ayından itibaren ilk pilot uygulamaların başlaması, Ekim ayında da vize muafiyetine tam geçişi sağlamamız lazım." dedi.

Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı koordinasyonunda hayata geçirilen Reform Eylem Grubu (REG) 3. toplantısı Çankaya Köşk'ünde gerçekleştirildi. Toplantı sonrası konuşan Başbakan, vize muafiyetiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, Son AB-Türkiye zirvesinde karar verilen şekilde mart ayına kadar yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti. Ahmet Davutoğlu, "Mart ayında AB'nin raporu yazması temmuz ayından itibaren ilk pilot uygulamaların başlaması, ekim ayında da vize muafiyetine tam geçişi sağlamamız lazım. Önümüzde çok net bir takvim var. Bu net takvimden sapmamamız sadece hükümet ve bakanlığımızın gayretiyle mümkün olmayabilir. Meclisimizin etkin bir şekilde bu hedefe dönük çalışması lazım. Muhalefetin de bu konuda bize destek olması lazım. 72 maddede bugün burada görev dağılımı yapıldı. Her bir bakanlık hangi yükümlüğü yerine getirecek bu tespit edildi." ifadelerini kullandı.

"BU ÇALIŞMALAR YENİ BAŞLAMIŞ DEĞİL"

Başbakan Davutoğlu, Irak'ın toprak bütünlüğü konuşunda şunları kaydetti: "Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği konusunda şu ana kadar ve şimdi Türkiye'den daha hassas bir ülke yoktur. Keşke Irak hükümeti bütün bu topraklarda mutlak egemenliğini kullanabiliyor olsaydı DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleri keşke Irak sahası içinde faaliyet gösterip başta Irak'a olmak üzere çevre ülkelere ve dünyaya tehdit teşkil etmeseydi. Ama maalesef öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki DEAŞ terör örgütü Musul'un güneyinde itibaren orta kuşağında PKK da Türkiye sınırları civarında tamamıyla kontrolden azade veya kontrol olmayan bir faaliyet temposu içinde hepimizin güvenliğini tehdit ediyor. Bu durumda Türkiye ilkesel olarak DEAŞ'a karşı yürütülen mücadelede en başından itibaren

Bu haberler de ilginizi çekebilir